A- B (5)

A: Şimdi şunu iyice anla, sadece bunu anlarsan işi çözersin aslında:

Sen varsın ve diğerleri var.

Sen mutlu olmak istiyorsun, diğerleri de öyle.

Ve sen ve diğer insanlar, mutlu olmak için birbirlerine veya bir şeylere muhtaç olduklarını sanıyorlar.

Oysa:

Mutluluk- mutsuzluğa takılma, sadece günü iyi yaşamaya bak.

Ve şunu hiç unutma; sen kendinleyken iyi yaşayamıyorsan, diğerleriyle de iyi olamazsın. Bu Bir..

Kendi alanında iyi ol. Bu iki..

Gününü güzel yaşayamıyorsan, sanma ki hayalindeki yerde, hayalindeki insanlarla iyi olursun, olamazsın çünkü gittiğin her yere kesin götürdüğün sensin. Bu üç..

B: Anlıyorum.

A: Sadece anlama, bunu yaşa!

B: 🙂

A: Bunu yaşa çünkü gerçeğin keyfi bu.

Şimdi sen diye biri var ve senin içinde binlerce sen var. Sanma ki sabit ve tek sensin, değil.

Sen yani ‘ben’ dediğin kişiyle iyi yaşa, iyi geçin, keyifli ol, çay iç, yürü, koş, dur, iş yap vs vs ama keyifli ol. Yani her dakikanı olmasa da, günün genel temasını keyifli yap. Başını yastığa koyduğunda, iyi gündü diyebil.

Kendim dediğini çok ciddiye de alma ya da şöyle; keyifli bir ciddiyete al. Gerektiğinde dalga geç kendinle, saçma iş yaptığında gör ve gül geç, ‘ne komiksin kızım’ de mesela, ‘şapşal gibi kaldın ortada’ de, ‘rezil oldun be kızım’ de, ne olacak sanki, o kadar da önemli değilsin aslında, nasıl olsa sen dahil her şey geçici.

Bu ‘ben’ dediğin kişi, kendiyle eğlenemezse, dalga geçemezse, iyi gün geçiremezse, o hayalindeki yerde, o hayalindeki kişiyle iyi olamaz unutma.

Netice; ben dediğinle hayatı iyi yaşa.

B: 🙂

751038286_n

Kalbe düşmek.

Kalbe düşmek derler ya, doğrudur. Gerçekten kalbe düşülür.

Yani dünyasal olarak bakınca durum böyledir; kalbe düşülür. 🙂

Neden?

Çünkü anatomik olarak akıl yukarıda, kalp aşağıdadır.

Yani “kalbe fiziksel olarak düşülür.” 🙂

Kalbin ve aklın dünyaları bambaşkadır.

İkisinde de başka güzellikler görülür.

Ama kalbin dünyasına giren; anlatılmaz yaşanır olanı görür. Yani sihir.

Anlatılmaz yaşanır olanın içinde bazen acı bazen sevinç vardır.

O acı zamanla “hüzne” ve “neşe”ye dönüşür ve sihir başlar.

Acının dönüşmesi için sabır gerekir.

Ve sabır, yaşananın sihrini gösterir.

Çünkü;

Akılda olmak güzeldir ama kalpte olmak tarifsizdir.

Akılda olmak risksiz, kalp risklidir.

Kalbin sevdiği seni sever veya sevmez, bilinmezdir.

Netice; akıl ve kalpte yani ikisinde de gerektiğinde olmayı bilen, bilgedir.

 

 

Dur..

Şu anda dur, kapa gözlerini ve nefesini hisset, o içeri dışarı yavaşça girsin, sen izle. Sadece birkaç saniye.

Sonra nefesinle girdiğin bedenin içini hisset, sonra dışını hisset. Sen dediğini ve dışarı dediğini fark et.

Sonra aradaki sınırı hisset, içeri ve dışarısının sınırını, çerçeveyi. Sadece birkaç saniye.

Sonra gözlerini aç.

İçte ve dışta akan sadece hayat.

Ve hayat eksik gediğiyle var.

Ve her zaman birinde eksik olan sende fazla, sende az olan onda fazla.

Bunu adil bakarsan bilirsin.

Ve netice; yaşamak güzel. 🙂

A- B (4)

B: Bazen geçmişte yaşadıklarıma zihnim çok takılıyor, pişmanlıklar, belki yaptığım hatalar..

A: Hep bahane hep bahane, bunları bırak!! Bugüne yoğunlaş, sadece olduğun ana bak, onun dışında yaşayabileceğin bir yer yok. Gerçekten yaşamak istiyorsan bugünde ol.

B: Ama aklıma gelen geçmişteki yaşadıklarım var.

A: Bunlar hep dirençten kaynaklanan bahaneler, hepsini bırak! Ne olduysa oldu, ne yaşandıysa bitti.

B: Öyle diyorsun da zihnimde bitmedi demek ki..

A: Çünkü suyun akışına direniyorsun.

B: Ne suyu?

A: Yaşam olan akış suyu.

B: Eskiyi çözmeden, yeniyi yakalayabilir miyim?

A: Bunlar hep boş laf!! Pişmanlık duyarak, eskiyi düşünerek şimdiye kadar neyi çözdün? Eskiyi, eskide çözemezsin, bunu anla artık!

Bu zihninin seni kandırmak isteyen kısmının oyunu. Eksik gedik ne yaşandıysa bitmeli çünkü akış devam ediyor.

Şunu fark etsene; coşkun akan bir ırmağın akışını durdurabilir misin? Yapamazsın! Zaten yapamıyorsun.

Ve hayat coşkun akan bir ırmak.

Bunu yapacağını sanmak, zihninin sahte kısmının hilesi, seni günden, akıştan uzak tutmak için hepsi.

B: Zihnimin bir bölümü neden bunu yapsın?

A: Çünkü o; sen akan günde olursan yaşayamaz ve her şeyin yaşamak istemesi gibi sahte zihninde yaşamak ister, o yüzden seni kandırmaya çalışır ve genelde bunu başarır. O yüzden insanlar mutsuz yaşar, aslında yaşamaz da yaşar gibi yapar.

B: Anlamadım?

A: Oysa çok açık dediklerim:

1- Geçmiş gelecek yok, sadece olduğun an- gün var.

2- O yüzden yapacağın her şeyi burada yap.

3- Geçmişten pişmanlık duyma, bir şey seçip yapmışsındır. Bugünde ol, yeni yapacaklarını içine sinerek yap.

4- Ve gelecek; bugün yaptıklarına göre şekillenecek, o henüz yok.

B: Geçmişimde hata olduğunu düşündüğüm şeyler var, olanı nasıl yok sayarım? Onların bazısı kötü.

A: Bunu anlamak bu kadar mı zor? Ne geçmiş ne gelecek, hiç biri yok, sadece nefes aldığın an ve yer var.

Ve o ‘olan’ dediklerin; sadece ‘olan’; onlar iyi veya kötü değil. Ona iyi kötü diyen senin verdiğin anlam.

B: Ama gelecekle ilgili hayallerim var.

A: Boş ver hayalleri, boş ver pişmanlıkları, sadece bugünü iyi yaşa.

Boş hayal değil ama hayal ettiklerin olsun çünkü hayal ettiklerin bugününü güzel yapar. Düşündüklerinin gücü, yaptıklarını etkiler.

Bu arada geçmişle ilgili telafilerini sadece bugünde yapabilirsin. Geçmişteki pişmanlığın konusu ne olursa olsun, bugün yapacağın bir şeyin geçmiş hesapları nasıl kapatabileceğini bilemezsin. Bunun nasıl olduğu da muamma işte..

Yani; kısasa kısas değil, farklı bir konuda bir şey yaparsın ama telafisi başka bir şeyde karşına çıkar. Bunu da burada olursan yapabilirsin, yoksa yine her şey boşuna.

Yani bugünü kaçırma.

Hem şunu hiç unutma; insanın enerjetik kayıtlarında sadece bu yaşamdaki geçmişinin izleri olmaz, pek çok insan yaşamının, hatta insan hayatının ilk başlangıcının kayıtları olur. Ve o kadar farklı yaşamlarda pek çok yaşanmışlık bulunur. Ve hepsi de kayıtlarda vardır. Hadi buyur, hangisiyle geçmişe gidip hesaplaşacaksın.

Geçmiş için, geçmişi düşünerek bir şey yapılmaz! Bugün iyi yaptığın herhangi bir şey, geçmişi toparlar. İşte bu muamma..

Netice; gün bugün ve sadece bugünü iyi yaşa.

B: Tamam 🙂

751038286_n

Şunu anladığında..

Şunu anladığın zaman düşsen de kalkman gerektiğini bilirsin: Hiç kimse ama hiç kimse seni, sen istemeden mutlu edemez.

Aynısı mutsuzluk için de geçerli.

Ve mutsuz hissetmek kolay, oysa iyi hissetmek emek ister.

Emek verirsen mutlaka bunun bir karşılığı olur.

Dışarıdakiler yani diğer insanlar veya şeyler, sen fark edip istersen mutluluğunu artırabilir veya izin verirsen mutsuz eder.

Daha iyi olmak için kendine desteği, önce sen verirsin ve istersen diğer şeylerde iyilik halin için destekler.

Unutma onlarınki sadece destektir.

Daha iyi olmayı sadece sen yapabilirsin çünkü dünyanda eylem konumunda sadece sen varsın.

Sadece sen istersen daha iyi bir sen yaparsın.

cute-owl-colorful-tree-wall-sticker-d-corations