Uygur tıbbında bahar..

Bahar ayları ağaçlara suyun yürüdüğü, can verdiği aylar. Uygur tıbbında ağaç elementini, yani ağacı bedende temsil eden organlar; karaciğer ve safra kesesi. Bu iki organın, özelikle bedenin en büyük fabrikası olan karaciğerin en sevdiği tat; ekşi tatlar. Yani bahara girmeden ve baharda limonlu su beden için asıl destek, arınma. Limonlu suyu bedenin en talep ettiği dönemlerdeyiz. İhtiyacı olana şifa olsun.

Cemreler..

Birkaç gün önce cemre havaya düştü. Hava, yani maddenin en hafif hali, gaz hali, bizim için de nefes.

Haftaya suya düşecek cemre, yani suya can katacak, yani maddenin sıvı hali. Bizim için de bedenin yüzde 60-70’i demek sıvı hal. Son olarak da toprağa düşecek cemre ateşi, yani canı, maddenin katı hali. Bizim içinse bedenin bildiğimiz mevcut fiziksel hali.

Doğada olan insanın bedeninde de geçerli, bu durumda bu hafta hava, yani nefes önemli. Biliyorsak nefes egzersizi, bilmiyorsak derin sakin nefes almaya gayret etmek ya da nefes aldığının farkında olmak, bunlar bedene katkı olur. Sonrakiler belli, haftaya içtiğimiz suyun bilincinde olarak içmek, güzel niyetle içmek. Ve sonrası toprak, yani katı fiziksel bedene daha ilgi, şefkat, belki yürüme vs. İşte böyle, umarım ihtiyacı olana fayda olsun.

Deprem..

Gerçekten Anadolu halkı başka, her zaman her koşulda yapılması gerekeni yapar çünkü Anadolu’nun kalbi var. Sorun liyakatsiz yöneticilerde, her zaman olduğu gibi ayrıştıran, küçük şeyleri büyük yapan, güzelliği iyiliği görmeyen yöneticiler, siyasiler, yazıklar olsun size bir kez daha. Oysa halk bambaşka, birbirine elinden ne geliyorsa öyle destek, duayla, fiziksel güçle, şefkatle bağlı. Çoğunluk böyle, arada her zaman fırsatçı fesatlar var maalesef, yazıklar olsun onlara da.

Anadolu halkı kurtuluş savaşından, ateşten yanarak geçmiş bir halk, bunu atalarımızdan gelen genlerde taşıyoruz, yine kalkacağız, toparlanacağız. Ve halka, insana düşman olanlar layıklarını bulacak, kaçacak delik arayacaklar, önceden olduğu gibi bu topraklardan gidecekler. Vicdanlı merhametli güç tekrar canlanacak, şüphesiz böyle. Bu da geçecek, hayat tekrar yeşerecek, dünyanın kanunu böyle.

İnsan bilinci..

İnsanın bilinci kimseden bir şey beklemediği zaman açılıyor, sadece sen ve senin gayretin, emeğin var. Dayanağın sadece sen ve inancın varsa seni yaradan. Bu diğerlerinin düşman veya kötü olduğunu göstermiyor, yani şöyle; evet yanında seni destekleyenler olabilir ama bir anda hiçbiri de olmayabilir. Dost, eş, aile, adına ne dersen de, bir anda tersine dönebilir. İşte öyle anlarda ayakta durabilir misin? Hiç kimseye hesap sormadan, bağlantını koruyarak güvenle yoluna devam edebilir misin? Hayat böyle bir şey, birileri var ama yolun yoldaşı sensin, bunu yapabildiğin oranda huzurdasın. Her insan yolunda kendiyle, hayat böyle.