Pembe beyaz begonvilli ev..

Bir kadın var hatırladığım, çok hasta bir kadın, onun tek hayali pembe beyaz begonvillerin duvarına sarıldığı bir evdi. Kadının bu hayalini dünyanın en güzel ressamı onunla tuvalde gerçekleştirdi. Çok hasta kadın o güzel kalpli ressamla pembe beyaz begonvilleri beyaz duvarına dolanmış bir ev yapmıştı ve kadın hayalini bir şekilde gerçekleştirdikten sonra öldü.

Farklılıklar..

Hatırladığım çocukluk travmalarının, yani aslında travma şimdiki zamanın lafı, doğrusu çocukluk yaralarımın, bana öğrettiği şey çok kıymetli. Öğrendiğim bilgi, farklılıklar iyidir, bireysel ve toplumsal gelişmemizi sağlayan farklı yanlarımızdır. Budanan bir ağacın dalının diğerlerinden daha canlı büyümesi gibi, o yaralarla bizim enerjimizi alırlarken aslında oradan daha çok canlanırız, hayat böyle, yaralar bizi canlandırır, güçlendirir. Ve hayatın renklerini sağlayan yaralardan çıkan ışıktır. Çünkü aslında farklılıklar aydınlanmamız içindir, ilahi düzende farklılık, büyük küçük, şişman zayıf, zenci beyaz vs yoktur. Bunlar hayat deseninin çeşitli yerleridir, yapbozun bütününü sağlayan parçalardır. Ve bütünü güzelleştiren bu değişik desenlerdir.
O yüzden korkmayıp, farklılaştırılmanın sahtelik olduğunu anlayıp, bu tür oyunlara alet olmadan yaşamanın gerçeklik olduğunu anlayalım.

Öylesine..

İlham veren hayatlar, destekleyici insanlar vardır ama bazen onların da ilham ve desteğe ihtiyacı olur. Bu doğal çünkü hayat düz bir çizgi üzerinde olmadığı gibi insan da dümdüz değildir. Her şeyin yıpranmaya, eskimeye, yok olmaya doğru gittiği bir dünyada bu kaçınılmaz gerçek. Ve insanın asli görevi; bazen insandan bazen doğadan bazen diğer canlı ve cansızlardan ilham alarak, o yıpranmayı, yıkımı tekrar farklı bir şekilde onararak sonlu bir hayatı anlamlı bir şekilde yaşamaktır. Netice; bazen destek ve ilham olursun, bazen de bunları sen alırsın, yerine göre alma ve vermenin güzelliğiyle.