Endişe etme..

Olan olduğu gibi kalmıyor, mutlaka hesabını görüyor karma, yani yaptığını yanına kar sayma, onun hesabı mutlaka görülür vakti gelince.

Bu durumda o hesap zaten ödenecek, o yüzden oraya takılma, saplantı yapma, varsa düzeltmen gereken yanlarını gör ve uzatma. Yeni güne yeni ana tekrar dahil ol ve bu defa daha güzel yap yapacaklarını.

Güzel yapmak ne demek aslında? Gün içinde yaptıkların neyse içine sinmesi, hakkıyla yapmak ve akşam olduğunda başını yastığa rahat koymak, bu tür neşeli iyilik halleri işte, bunlar varsa her günün içinde yolun doğrudur.

Eski hesaplarla uğraşma, dedim ya, istesen de istemesen de o hesaplar bir şekilde görülür dürülür bükülür merak etme, karma halleder günü gelince. Neticede eğer alacaklıysan hayattan mutlaka alırsın hakkını, verecekliysen de kaçamazsın ödersin usulünce, düzen böyle değiştiremezsin kendine göre.

 

Batı tıbbındaki endokrin bezler, Uygur tıbbında çakralar- 2.endokrin bez..

Serinin ilk kısmında 7 çakra değil, 7 endokrin bez demiştik. Bu 7 merkez:

1.Endokrin Bez: (Kök çakra); Böbrek üstü bezleri (Adrenal bez)
2.Endokrin Bez: (Sakral- Yaratıcı çakra); Cinsel salgı bezleri (testis ve yumurtalıklar)
3.Endokrin bez: (Göbek çakrası-Solar plexüs); Pankreas bezi
4.Endokrin bez: (Kalp çakrası); Timüs bezi
5.Endokrin bez: (Boğaz çakrası); Tiroit bezi
6.Endokrin bez: (Alın çakrası); Hipofiz bezi
7.Endokrin bez: (Taç çarka); Epifiz bezi

7 endokrin bez serisinin 2. bölümü ile devam ediyoruz. Bugün konumuz 2.Endokrin bez (Sakral veya yaratıcı çakra denilen kısım) olacak. Bu bölgenin salgı bezleri yumurtalıklar, testis ve prostat bezleridir, burası yaratıcılığın, cinselliğin yeridir.

2.ENDOKRİN BEZ- (SakralYaratıcı çakra); Cinsel salgı bezleri (testis ve yumurtalıklar, prostat)

Renk: Turuncu
Element: SU
Duyu: TAT
Arzu: Saygı ve kabul görme

2.endokrin bez yer olarak göbeğin yaklaşık 10cm kadar altında alt karın bölgesindedir, kök alanımızın hemen üst bölgesidir. Su elementi ile bağlantılıdır, suyun yeridir ve su yaratıcılığı temsil eder, SU varsa yaşam vardır, bir anlamda SU yaratıcı elementtir, canlanmayı sağlar, tıkanıklıkları temizler, aynı zamanda su duygusal dengemizi de temsil eder. Bu bölge cinsel enerji bölgesi olarak geçer ama aslında yaratıcı enerjinin yeridir, bedende sıvı işleriyle ilgilidir.

2.bez uyumluysa beden- zihin- ruh uyumludur, kişi kendini iyi hisseder, baskın duygu neşe, canlılık, yaratıcılıktır.

İlk 3 endokrin bez daha dünyasaldır, arada sapmalar olsa da, genel olarak ilk 3 endokrin bez sağlıklıysa kişiden yansıyan; DENGE- CANLIKLIK- MUTLULUK hissidir. Yani alt 3 bölgeyi kök kısım olarak alırsak, kök sağlıklıysa kişi canlıdır. 🙂 Yaşamanın kıymetini bilen, inanan, güven dolu, dünyayla uyumlu insanlardır. Hem kendilerine hem etrafına canlılık, mutluluk verir, yaşamı severler. Yılgın, depresif, kederli insanlardan canlılıklarıyla fark edilirler.

Ergenlikle canlanan 2.merkezin uygun yönlendirilmesi, yaratıcı cinsel alanın bastırılmaması çok önemlidir. Bu bölgede artan enerjinin kişinin kendini keşfi, meraklı olduğu alanlara yönlenmesi, fiziksel aktivitenin, müziğin, sporun teşvik edilmesi önemlidir.

Yaratıcı alanla ilgili tıkanıklıklar, bastırılmış yaratıcılık; kasvet- kedermutsuzluğun baskın olduğu yaşamlara neden olur. Kişinin kendine güveni azalmıştır, yaşamı eziyet görür, ilerlemiş durumlarda bastırılmış yaratıcılık intihar eğilimine neden olabilir. Çünkü yaşam yaratımdır, yaratım varsa yaşam vardır.

Sorun olduğunu nasıl anlayacağız? Ne iş yapıyorsanız yapın, yaptığınız işle ilgili üretkenliğiniz azaldıysa, ister mesleğinizle ilgili iş, ister yemek yapmak, örgü örmek, evi toplamak, resim yapmak, yazı yazmak, eser üretmek vs vs gibi şeylerde yaptığınızdan memnun olmuyorsanız, keyif almıyorsanız, elinizin lezzeti kalmadıysa, bıkkınlık varsa, yaptığınız öncelikle sizin içinize sinmiyorsa, sizde heyecan yaratmıyorsa, yaptıklarınızdan keyif almıyorsanız 2.bezde sorun var demektir ve burayı canlandırmak gerekir. Burası yaratıcılığın yeridir, suyun yeridir. İçinize sinerek yaptığınız her şey yaratımdır ve bu bölgeyi canlı tutar, isteyerek yapılmış bir yemek gibi.

Yani cinsel bölge, sadece cinsellik değildir. Doğum da yaratımdır ama üretilen her şey, eser yaratımdır ve iyi üretilmiş bir eser çocuktan daha kalıcıdır 🙂 Toplumlar, kişiler, cinsel alanı bastırırken aslında yaratımı da baskılamış olur ve bu ciddi sıkıntıdır.

Burayla ilgili enerji bastırıldığında cinsellikle ilgili bilinen pek çok sorun yaşandığı gibi (isteksizlik, frijidite, erken boşalma, istese de gebe kalamama vs) ayrıca eklem diz ağrıları, kızgınlıklar, hayal kırıklıkları, içerleme gibi negatif duygular da ortaya çıkar. Toplumlarda pek çok kadında bastırılmış yaratıcılığın getirdiği başta diz olmak üzere eklem ağrıları çok yaygındır çünkü yaratıma izin verilmemiştir.

Fazla uyarılırsa; kişi yönlendirici ve saldırgan (aktif veya pasif), kendine karşı ise çok fazla toleranslı olur, yaptıkları ürettiklerinde istikrarlı olmaz, cinsel anlamda ise doyumsuz, tatminsiz, hep daha fazla haz peşinde, sınırsız, durmadan eş değiştiren veya bazen cinsel enerjiyi saldırgan anlamda (taciz, tecavüz) kullanan kişilerdir. Ve aslında bu durum, 2.endokrin bezle ilgili toplumlarda yaşanan sorunları gözler önüne getirir.

2.endokrin bez sorunlarında en önemli pasif saldırgan tavır, kişinin kendine karşı saldırgan hareketleridir, dışa vurulamayan içe dönen saldırganlık, ihtihara meyilli kişilik yapısına ve intiharlara neden olabilir. Kendine özgü yaratıcılığı baskılanan kişi hayattan tat alamaz, bu durumu değiştiremeyince yaşamak istemez çünkü bu bölgenin duygusu TAT almaktır.

Yine sorun olduğunda kişide en belirgin ruh hali; keder ve kasvettir. KEDER ve KASVET, önemli sorunlardır, bu iki duygu SU ile ilgilidir, nemli duygulardır. Hani derler ya; Duvarı nem, insanı gam öldürür, işte aynen böyle. Gam, nemdir, insanı içten içe çürütür, kanser vs gibi ağır, çözümü sıkıntılı bedensel hastalıklara zemin hazırlar. Gam, yani keder, yani kasvettir ve su elementinin olumsuz yana kayan duygularıdır.

Netice buranın duygusu TAT almaktır. HAYATTAN TAT ALMAK çok önemlidir, yediğinden, içtiğinden, yaptığından tat almak ve içine sinmesi bu bölgeyle ilgilidir. Keyif aldığınız, iyi hissettiğiniz her şey buranın dengeli uyarıldığını gösterir (şu an bu yazıyı yazarken aldığım keyif gibi, içime sinmesi gibi 🙂 )

Az veya çok, zaman zaman bedenin her yeri gibi burası da sorun yaşayabilir, dengesizleşir. İşte tam da o zamanlar bunu fark etmek ve düzeltmek için çaba göstermek gerekir, üzülerek, kederlenerek, durarak çözüm olmaz.

Bu durumda toparlanmak için aşağıdakilerde biri veya birkaçını düzenli olarak yapmak gerekir. Kısa ve özetle neler yapılabilir?

1-Elementi SU elementidir, yani su bu bölgeyi şifalandırır. Doğayı yaşamak, ay ışığını, kırlardaki berrak suları seyretmek veya dokunmak veya bunları yaptığımızı imgelemek canlandırır.

2-Rengi turuncu, portakal rengi bu renk kıyafet, takı, aksesuar iyi gelir. Bu renk katı duygu kalıplarından kurtulmamızı sağlar, özgüven verir, bedensel hazzı artırır

3-Doğal taşları; ay taşı, akik

4-Turuncu renkli besinler, kök gıdalar iyi gelir.

5-Aromaterapi; ylan ylang bilinen en güçlü afrodizyak, güven hissi vererek kendimizi duyguların akışına bırakmamızı sağlar, sandal ağacı cinsel enerjiyi artırır, ruhsal düzeye çıkarır, hayal gücümüzü arttırır ve safran kokusu iyi gelir. Bunları veya doğal yağlarını burun, kulak kenarlarına ve göbek altı karın bölgesine bir damla sürebilirsiniz.

6-Bu bölgeye iyi gelen müzikler, yani ses terapisi; kaygısız neşe uyandıran akıcı bir müzikler, kuş sesleri, akan su sesi.

7-Hareketler;

a- Dans neşeyi artırır, özellikle oryantal, kalça hareketleri burayı canlandırır, yani göbek dansı yapın 🙂

b- Kollar yanda dik durun, sonra yavaşça kollarınızı aşağı toprağa doğru uzatın, yani öne eğilin, dizler mümkünse düz olsun. Ve bu şekilde biraz kalın, mesela içinizden 10’a veya 21’e sayıncaya kadar biraz durup, sonra doğrulun.

c- Yerde otururken, dizlerinizin müsait olduğu kadar ayakları birbirine değdirip, dizleri yana açın, ayak uçlarını ellerinizle tutup dizlerinizi bir kelebek gibi keyifle çırpın.

d- Yine yerde yapılan yogadaki kuğu pozunu deneyin. Kasık ve alt karın bölgesini sıkıştıran hareketler 2.bezin canlılığına katkı sağlar.

e- Mesela sandalyede otururken veya ayakta, kalçanızı dairesel veya ileri geri hafif hareket ettirin, sanki kalçada, pelvik bölgede SU dolu bir kaseniz var ve onu dökmeden hafif çalkalıyor gibi çevirin. Ve hareketlerin hepsinde nefesinizin tadını da alın.

8-His: 2.bezin negatif hisleri; mutsuzluk belirsizlik yalnızlık, keder, kasvet. Bu durumda bunları tersine çevirin. Kederi kasveti aşmanın en doğru yolu bir şeylerle uğraşmaktır, hoşunuza giden bir şeylerle uğraşın, boş durmayın, bir işle meşgul olun. Duygusal olarak bu bölge iyimserliği, umudu uyarır, tat alma duyumuzla ilgilidir, iyi iletişimi sever. Yaptıklarınızla yaşama sevincinizin arttığını hissedin veya içinizden söyleyin, hayatınızda o anda cinsel paylaşım olsun veya olmasın, kendi cinsel kimliğinizi kabul edin, utanmayın, insanlarla paylaşımı sevin, bu duyguyu hissedin, kendinizi suçlamayı bırakın, yaptıklarınızın değerini fark edin ki daha iyisini yapabilin, hayatınıza seveceğiniz aktiviteleri ekleyin.

Bu bölgenin arzusu saygı ve kabul görmektir, bu durumda kendinize önce siz saygı duyun, iyi hissedecek şeyler yapın, yaptıklarınızı başkalarıyla ölçüp biçmeyin, kendinizi takdir edin, yaptıklarınızı küçümsemeyin, damlaların günü gelince göl olacağını unutmayın.

Bol su için, yapabildiğiniz kadar yürüyün, imkan varsa sahilde yürüyün. Bu arada ayakta kalçalarınızla belli belirsiz çizeceğiniz sonsuzluk işareti hem bu bölgeyi, hem tüm bedeni ve ruhu iyi hissettirir, huzur verir, bunu mutlaka deneyin. Hiçbir şey yapamıyorsanız, belki gözler hafifçe kapalı salının. Aslında dans ve salınım tüm bedene iyi gelecektir.

Yine hepsinden önemlisi 🙂 yaşam diğer canlıların alanına olumsuz anlamda müdahale etmeden tat ve keyif almak içindir, beden ve 5 duyu sadece yaratıcıdan bize buradaki hayatımızı güzelleştirme için verilmiştir. Kimseye zarar vermeden güzel yaşamak haktır, hakkımızdır. O zaman hakkınızı hakkaniyetle kullanın.

Aydek Sultan Özdemir- 9.10.2020

IMG-20190306-WA0004