Antikor cevabı..

Bedende bir enfeksiyon olunca normal koşullarda vücudun savunma hücreleri bu durumla mücadele eder ve beden güçlüyse(% 90 böyledir) gerekli antikor cevabını oluşturur ve enfeksiyon biter. Bakteri ve virüs enfeksiyonlarında normal koşullarda antikor(savunma hücresi) oluşmuşsa bu bedenin o mikrobu tanıdığını- bağışıklık oluştuğunu gösterir. Yani aynı enfeksiyonla tekrar karşılaşırsa onu tanır ve antikoru ile olayı başlamadan bitirir ve insan bunu fark etmez bile, beden kendince halleder durumu.

Antikor cevabı ilk enfeksiyon sonrasında yükselir ve bir süre yüksek seyreder, zaman içinde beden savunma hücreleri artık o konuda tetikte olmasına gerek yoksa antikor düzeyini zaman içinde düşürür. Bazen sıfıra yakın olacak kadar antikor miktarı düşer, belki testte ölçülemez bile. Ama bu antikor olmadığı anlamına gelmez, sadece o an bu savunma cevabına ihtiyaç yoktur, hepsi bu.

Tıp bilgisi der ki; savunma hücrelerinin hafızası vardır ve bu bilgi eğitimin ilk yıllarında ilk mikrobiyoloji derslerinde öğretilir. Hafıza yani, karşılaştığı enfeksiyonu unutmaz, o mikrobu hatırlar ve tekrar ihtiyaç duyarsa aynı antikoru, tekrar gerekirse yükseltir kanda ve savunmayı yapar. Tıp bilgisi bunu der.

Bunun istisnası olabilir tabii, bu nedir? Kişinin immun sistemi bağışıklığı bir nedenle zayıftır, kendini savunamaz ya da savunmasını engelleyen yapısal bir sorun vardır.

Netice bunları niye anlattım? Siz yorumlayın. Sadece şu; özel bir bedensel nedeniniz yoksa, bir enfeksiyon geçirdiyseniz antikor varsa tekrar antijen alıp antikor üretmemize gerek yoktur.Bilim bunu söyler. Işte bu yüzden bilimle çelişen şeyleri zamana bırakmakta fayda görüyorum.

Esnek..

Ahh o kalbin kırılganlığı yok mu, ahh, işte o çoğumuzda zaman zaman var ve halledilmesi gereken bir duygu durumu. Kanaatimce gereksiz bir durum ve bunun değiştirilmesi gerekir. İnsanın kalbi neden kırılır? Başka olasılıklara gözü gönlü kapalıdır ve yeteri kadar esneklik yoktur ondan kırılır. Oysa hayat, doğa son derece esnektir. Bir sarmaşığın, bir ağacın yolunu keserseniz veya bir nehrin, o yoluna başka yerden devam eder sakince, ağaç diğer taraftan büyür veya yolunu kesersen kedi başka yoldan yürür. Hedefi neyse oraya ulaşır veya hedef yoksa da yoluna keyfine devam eder. Ahh benim yolum kesildi, hayalim yıkıldı, kalbim kırıldı demez. Ne yapar? Başka olasılıkları görür ve yürüyüp devam eder. Yani Kırılganlık doğru bir duygu değildir, onu haklı çıkarmanın, dramatize etmenin gereği yok. Kimse kimsenin kalbini kırmaz aslında, sadece sen içine bakarsan o kalbini kırdı dediğinden bazı beklentilerin olduğunu ve onların karşılanmadığını fark edersin. Ve özgür irade var, sen onun için bir şeyler yaptın diye, beklemek zorunda değilsin, yaptın ve geçmelisin, ordaki duyguyu büyütmenin gereği yok. Netice; esnek olmayan kırılır ve oysa yaşam esneklikten yanadır, yaşam esnektir- ölüm kırılgan.