Farklı yollar..

Aşırı koruyucu ve sahiplenici olmak çoğumuzun sorunu. Çünkü burada o sevdiğimiz kişi veya şeyleri kendimizin devamı olarak görme isteği var. Ben ve benim parçam gibi ama onlar sen değil. Herkesin kendince bir yolu var. Onların yollarına karışma, kendi yoluna bak ve oradan yürü. İşte hayat bu, tekrarı yok, herkesin beklentisi farklı, yapmak istedikleri ve istemedikleri farklı. Kendi yollarına girmesine kalbinle izin ver. Gerektiği zaman yollar bir olur zaten, o yüzden üzülme. Bırak herkesi ki kendinden kendine varabilesin. Diğerinin kimseye faydası yok, ne koruduğunu sandıklarına ne de sana. Ve unutma zaten herkesin koruyanı var, senin de olduğu gibi. Hayat bu, düşebilirsin ama düşsen de kaldıran var. Güven buna. Güvenmen için de aslında bir kez bile olsa bunu yaşaman lazım, yani bırak kendini kalbini koruyana. Hayat bu, işler ayrı, yollar ayrı, tecrübeler ayrı ve bir yerde hepsi de aynı. Sadece bırak tüm sevdiğini düşündüklerini, izin ver, hem onlara hem kendine, işte o zaman kalp çıkar ortaya ve onun sahibi gözlerinden akar. Güven ona.

İnsan..

Hayvan, ağaç, insan demeden her can taşıyana değer verdiğimizde insan olma yoluna girebileceğiz. Umarım en yakın zamanda. Yoksa bu kıyaslardan, nefretten, kinden kurtuluş yok.

Ve insan, aralarında en zor olan, insanı sevmek de saymak da zor. Bunu ancak kendi yapabilir, düzgün olmaya çalışırsa, gerçek insan olabilir. Yoksa sözde sevgi saygı boş iş. Buna layık olması gereken, hak edecek olan insanın kendisi.

İnsanların kendi hayatı başkasına zarar vermiyorsa uğraşma, mesela ne öv ne yer cinsel tercihleri. Sana ne kime ne? Tek kıstas; başkasına zarar verme. Ve artık insan, tüm canlılardan üstün olduğunu düşünüyorsan önce hayvanların da kalbi olduğunu unutma. Onlara yapılan kötülük cevapsız kalır sanma. Ve ağaçlar, onlar da can taşıyanlar, merhamet et onlara. Kalbinde vicdanın sesini duyunca ancak insan olma yoluna girebilirsin, onun dışında sadece oyuncaksın İblisin oyununda.

Karar anları..

Zorlu karar anlarında:
1- Sakin kalıp duygularına dön, tefekküre kendinden başla.
2- Diğer insanlara suçlayıcı olma, herkes bildiği kadar yardım edebilir ya da yapabilir. Kimseyi daha fazlası için zorlama.
3- Kararsız kargaşa anlarında asıl sorunun ne istediğini bilmemem olabileceğini fark et, ne istediğini bilirsen elinde olan seçeneklerden uygun olanı her şeye ve herkese rağmen seçebilirsin. İstediğinin ne olduğunu bilmezsen yalpalarsın.
4- Etrafındakilere aşırı tepki vermen, içinde biriken zehrin fazlalığını gösterir. Ani büyük tepkilerini daha sonra düşünmek ve anlamak için not et çünkü onların nedeni kimse değildir, kaynağı sendedir.
5- Karar anlarında, şu an cevaplayamadığın şeyler için zorlamalarına izin verme. Her şeyin cevabı o anda olmayabilir.
6- Ve son olarak; fırtınanın ortasındaki sakin yeri unutma, arada gözden kaçırsan da orayı hisset ve o hisle huzurda kal olabildiğince.

İçimden akanlar..

Hepimizin farklı sınavları var, yani sınav lafını sevmiyorum ama yine de herkesin hayatında sınav gibi bir şeyler var. O zamanlarda daha önce yaptığının aynısını yapma (konu neyse ve sen ne yaptıysan işte) onu bu defa yapma. Çünkü farklı yaparsan belki farklı bir sonuç olur. İşte o farklı yapmayı sağlamak için irade girer devreye, onunla iş yap, iradeni kullan ki bir faydası olsun sana.

Sınavın mesela öfke ise, dur bu defa aynı sahnede, zorla kendini, yani irade ve sakin ol. Sınavın oburluksa, dur bu defa, uzatma elini, o elin titrese de, sınavın herkese hükmetmeye çalışmak, kontrol etmekse, sus bu defa, bu defa bekle, insanların kendi haline izin ver, sürekli iradeyle dur bu defa ve her defa. Aynı şekilde yaparsan farklı şey bekleme, bunu herkes bilir zaten. O yüzden farklı yapmıyorsan hala, diyecek bir şeyim yok sana çünkü istemiyor olabilirsin o sınavdan geçmeyi, yoksa zaten bilirsin her şeyin iyisini. Yani her insanın içindeki o şey, o varlık bilir doğrusunu, dinlersen de söyler. O yüzden deniyorum olmuyorlar laf kalabalığı, bir daha deneme, sahne tekrarlandığında yap gerekeni. Ve her sahne tekrarı sıfırdan bir an, bir daha yap onda da, korkma, şüpheye düşme, inan, güven içindeki saf enerjiye. Gerisi mi? Gerisi yok işte, iş her zaman başa düşer, sen yapman gerekeni yaparsın sonucu beklemezsin. O sonuç gelecektir zaten, bundan da şüpheye düşme.

Böyle şeyler işte, yılma, çökme, üzülme demeyeceğim sana, sadece şu; ne oluyorsa sende oluyor bu alemde, bunu fark et, kendini sabit sanma, tekrar yorumla ve her defasında elinden ne geliyorsa onu yap. Düşme diyemem, sadece düşünce uzun süre mızırdanma, kalk, seni birilerinin kaldırmasını da bekleme. Evet belki kaldıranın olur ama buna güvenme, olursa ne ala, ki destek olan da çoktur daima, yine de yerden sen kalkmaya bak, o yüzden söylenme, deneme, yap ve çok sorgulama. O zaman güzel olacaktır her şey andan ana, günden güne. Bu zaten uygun olan çünkü derler ki tanrı bile 7 günde yaratmış dünyayı, öyle derler, doğru yanlış bilmem ama 7 gün dedikleri de andır aslında. Biz yaparız bir şeyleri, o şey her gün biraz daha olur, yükselir, yani zamanla ve fakat yaradılışa göre, anda her şey daima.

İşte böyle, bugün içimden akanlar bunlar, umarım faydası olur ihtiyacı olana, zaten her şeyin daha doğrusunu bilen vardır ruhunda.

20190507_081402

Hisler..

Ahh o hisler; geldiğinde kalbi ısıtan, yüzü gülümseten, yanakları kızartan ve dahi gözlerde ışıltı yaratan, ne güzeldir o anlar. Sanki geçmişin tüm yaşanılanlarının en güzeli süzülüp, katılır o ana ve dahi geleceğin tüm güzel umutları üzerine serpiştirilir. İşte öyle bir andır o, hem tüm yaşamdır, hem süzülmüş saf haldir. Öyle uçucudur ki o his, bir an hissedersin, kalbin açılır, çarpar bir kuş misali ve yok olup gider bir kalp atışında, yoktur o anda ve vardır daima, kalbinde taşımaya niyetin varsa.