Zaman..

Dünya zaman kavramının olduğu bir gezegen, burada her şey doğrusal algılanır, başı-sonu vardır, her şey zamanla olur. Yani dünyada olanlar yatay düzlemde olur, dikey değil.

“Ol dedi oldu” burada, bizler için -mucize denen olaylar hariç -normal koşullarda geçerli değil.

En basiti bir yemek hemen olmaz, başlarsın- yaparsın- beklersin ve pişer, yani belli bir birim zaman içinde oluşur. İnsan hemen büyümez, yıllar geçer, duygular karakter huy suy, düşünceler zihinsel fonksiyonlar bir anda değil, yıllar içinde yaşadığımız sürece şekillenir, evrenin kuralı böyle.

Buradan anlatacağım konuya geçelim; bedensel bir hastalık, semptom, şikayet olduğunda genelde bu durum bir anda düzelmez, her şey normalleşmek için biraz zaman ister.

Yani tansiyonunuz yükseldi ise bu bir anda normale inmez, işin aslı yükselmesi de bir anda olmaz, öncesi sonrası vardır. Veya bedeninizdeki bir hastalık bir anda oluşmaz, o genelde yıllar içinde ufacık halden büyük hale gelir ve görünür olur. Zaten her şey gibi sorunlarda görünmek, bilinmek ister, o yüzden sabırla zamanı bekler.

Tanrı evreni bilinmek için yarattı derler, insanı ve tüm yarattıklarını bilinmek için yarattı, bilgi önemli. Bu durumda aynısını bu kainattaki herkes- her şey yapar, yani bilinmek ister. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, eşyalar, bedenler, hücreler, duygular, hisler, suptil veya bedenli her şey bilinmek ister çünkü her şey yaratıcıyı taklit eder. Aslında hastalıklar da görmediğiniz bir şeyi göstermek ister ve görmedikçe zaman içinde o konu büyür, sıkıntı vererek fark edilmeye çalışır, kişiye sorun çıkarmadan fark edilemeyeceğini anlamıştır.

Anlamamız gereken şudur; her şey önce zihinde vardır, zihinde olan zaman içinde dünyada şekillenir, var olur. Her şey böyledir, yani güzellikler için de bu geçerlidir. Her güzel şey, planlar, eserler önce zihnimizdedir ve zamanla olgunlaşır, dünyada şekil alır. Aynısı olumsuz şeyler, hastalıklar için de geçerlidir; var olan her şey önce zihnimizde, düşüncemizde, duygularımızda, hislerimizdedir. Her şey önce suptildir ve suptil canlanmak için yer arar. Canlanmak; fark edilmek görünür olmaktır, yani bilinmek ister.

Toparlarsak; hepimizde eğri doğru yanlar var, bunların dozu önemli, arada bir ve azsa sıkıntı yok (zehirle temasın dozu gibi) ama artar ve tüm hayatımızı kaplarsa durup düşünmemiz gerekir, neler oluyor, ne yapıyoruz, ne yanlış gidiyor? Ve gerekirse sil baştan yapıp yıkmak lazım bazı şeyleri. Diğer türlü sıkıntılı hastalıklı düşünceler- yaşamlar zaman içinde hastalıklar oluşturur.

Bir kerede değil, sürekli, belli zamanlarda, tıpkı bir halının tozunu almak, evi toparlamak, bulaşıkları kirletip tekrar yıkamak gibi, arada hastalıklı düşünceleri ortaya döküp anlayıp çözüp devam etmeliyiz. Zaten birine bakabilsek diğeri çıkacaktır sonu yok, sürekli. Nasıl bir kere el yıkamak yetmezse, bir kere yemek yetmezse, bir temizlik yetmezse sürekli anda farkında olmak ve yapacaklarını yapmak.

Netice kaç yaşında, ne durumda olursanız olun bugün buradan başlayıp, iyi bir şeyler yapmak için emek vermeniz durumu değiştirmeniz için önemli.

Screenshot_2019-12-07-14-22-48-1

Sevgi kavramı..

Sevgi bir kelime ama o aslında bir kavram ve herkes için sevginin taşıdığı anlam farklı, o her canlı için bir ihtiyaç, herkes sevgiye muhtaç.

Hepimizin onu hissedişi, alışı- verişi çok başka, o yüzden karşıdakinin sevgisini kendisininkiyle aynı olmayınca anlayamıyor kimse.

Benim görüşüme göre sevgi en çok davranışlarda hissedilir- bilinir, sözde cümlede, gezme tozmada hediyeler çiçeklerde değil, o davranışlardaki özende hissedilir- bilinir.

Yani ona döndüğün anda sana şifa olan kişi, sevilendir ve sevendir. Her türlü sevgi ilişkisinde, ihtiyacın olduğunda sana zaman ayıran, yanında temel olarak iyi hissettiren (bazen olmasa da genel zeminde), insan olarak varlığını onurlandırıp gelişimini destekleyen kişi seni sevendir.

En büyük hatalarımızdan biri, sevdiklerimizi (eş, çocuk, arkadaş, dost, anne baba kardeş) aşırı sahiplenmemiz, oysa bunu yaptığımız zaman karşımızdakini metalaştırır, değersizleştiririz, o bir insan değil bir eşya gibi olur, oysa herkes ayrı bir birey ve özgür iradeleri var.

Sevgi; insanı yüceltirse kıymetlidir, güzel vasıflarını artırmasına vesile olursa, ona değer katarsa, yaradılıştan gelen yeteneklerinin çıkmasına, üretimine katkı sunarsa değerlidir.

Sahiplenmek, kısıtlamak, daraltmak, baskılamak, iradeye hüküm koymak, sevgi değil küstahlıktır, kendini başkası üzerinden gerçekleştirmek istemek o kişiyi değersizleştirmektir, zalimliktir.

Netice sevgi, karşındakinin yaradılış yetenek ve özelliklerini dünyaya bir değer katması için desteklemek, o kişinin bir üst basamağa çıkması için katkı sunmaktır. İşte sevgi budur, öbür türlü sevgi sandığınız şeyler, sadece yanılsamadır. Sevgi benlikte hissedilendir.

IMG-20200226-WA0012

‘Velinin dini olmaz’

VELİNİN DİNİ OLMAZ

Bu söz Metafizik Tekillik derslerinde söylenmişti.

Yani; bilge bir insan, dünyasal kavramların, kalıpların dışında şeyler olduğunu bilir.

Bununla birlikte bilge, dünyayı yok saymaz çünkü hayat yaşamak içindir ve ne kadar güzel yaşarsan, bundan en çok ruhun huzur bulur.

Dünyada olanlara, seni etkileyenlere tepkini, tutumunu belli edeceksin, yapacaklarını yapacaksın, yani asla pasif olmayacaksın. Bir birey olarak bu dünyadaysak, zihnimize uygun gelen doğruları yapacağız. Bu, dünyasal her olayda geçerli ve siyaset de buna dahil. Doğru bildiğini savunup, yapacağını yapacaksın. Ve sonrası..

Sonrası; bir şey olur, bir şey yaparsın ve akışı bırakırsın. Yani direnmezsin. Çünkü..

Her şeyin öncesi “İNSAN” olmaktır. Vicdan, merhamet, şefkat, sevgi, saygı, değer.

Her insan görünen İNSAN değildir, bunu artık herkes biliyor. İNSAN’ın bir ruhu vardır. Bir şekilde ruhuyla bağlantısı, arada ruhundan sızana izin veren açıklığı vardır.

Zaten İNSAN’ı diğer yaratılandan üstün kılan sadece budur, yani içinde RUH taşıdığı bilgisi. Bu yoksa, o kişi fiziki görünüşte insandır ama İNSAN değildir. Yaratıcıdan üflendiği söylenen ruh, bedeni İNSAN yapar.

Bu durumda ruh taşıyan bedenli insan olmak değerlidir.

Her insanın içinde bilge bir yan vardır, bu yanınla bağlantılı olman için veli- ermiş olman gerekmez. Ermişlik- aydınlanmak, vakti- saati gelince olur ve bir hedef değildir, olacağı varsa olur, sorun değildir.

Bilge yanını hisseden insan veya bilge insan şunu bilir; dünyada yaşarken kavramlar, tanımlar vardır. Bilge bunları görür, bilir, bazen uyar, adapte olur ama kavramların ötesinde şeyler olduğunu da bilir. Dinler, politikalar, toplumsal kurallar, kavramların içindedir.

Dinler, insanların belli bir yöne yönelmesi için onu düzelten kuralları sunar. Her dinin amacı insanın iyi olması için gerekenleri öğretmektir. İyi olmak, vicdan- merhamet- adalet- sevgi taşımaktır. Dinlerin amacı, şekiller, kıyafetler, biçimler değildir, iyi insan olmaktır.

Gerçek bilge, tüm bu değerleri kendinde bulmak için dinlerin sadece aracı olduğunu bilir. Dinler vardır ve bunun üzerinde şeyler vardır.

Bu durumda “Velinin dini olmaz”. O, şefkat merhamet vicdan sevgi taşır. Bunlar asıl olandır.

Dünyasal olarak baktığımızda, toplumlarda çok önemli olan, siyaset, din, futbol vs gibi konular, kavramlar içerir ve bunların ötesi vardır. Yani fanatik bir şekilde kavramı sahiplenip, onunla özdeşleşmek hatadır çünkü sen insansın, kavram değil.

Tabi ki yaşam içinde belli partiyi, belli siyasi görüşü, belli futbol takımını tutabilirsin, belli dinin vardır ama bunlarla özdeşleşmemelisin çünkü bu görünenin ötesi vardır. Ötesi dediğimiz şeyler vicdanın yoludur, ruhla bağlantıya giden yoldur.

Netice; hepimizin pek çok konuda görüşleri var ama bunları sen haline getirmeden İNSAN olmak var. Zaten bu sahiplenilen görüşler, zihin geliştikçe değişecektir.

Güneş Yanığı Sonrası Soyulma

dost

‘O benim en iyi, en eski dostum’.. Aslında ne büyük anlamlar  yüklüyoruz kavramlara. Dostluk bir açıdan bakınca sadece bir ‘kavram’, buna kattığınız ‘anlam’, bize duygusunu veren.

Ve bir yer var ki ne dost ne arkadaş, sadece sen ve senin kavramlara kattığın anlamlar var. Başka bir şey yok yani..

Kavram.. kavram sadece, abartma ve verdiğin anlamda problemin varsa, değiştir sende. Çünkü o kavramın, anlamının ne olacağına karar veren biziz. Abartılı anlamlar katarak ne kendimizi yoralım, ne de dost bildiklerimizi. Ayarı iyi yapalım yani..

Netice, bildiğimiz anlamda ‘dost’ kavramı yok mu diyenlere, cevabım olmaz mı mutlaka var.. Yalnız bu kavrama verdiğin anlamı iyi düşün, herkese bu anlamı verme, bu anlamı verdiğine de gerçekten kıymet ver. Çünkü bu az bulunur bir değer.

Yani her önüne gelen ‘dost’ değil.. her dost denen, aynı anlamda değil..

12294834_774625909330612_1780175691458109419_n