Ben ve O..24 ve Sera

Ben: Benim sadece kendim olmam gerekir, kendime merkezlenmem gerekir, ben, bende olayım artık, zihnim gitmesin başka alemlere, önce kendimde olayım, sürekli kendimde olayım, önce bir bu olsun, biliyorum bu geçer, ben mi varım ki, kendimde olayım diyorum. Hiçbir şey yok ve ben, bende olayım diyorum. Aslında nerede olursam olayım bendeyim belki de, bilmiyorum.

Sera: Kendine iyi davran, zorlama

Ben: Zorluyor muyum?

O: Hem de nasıl.. sonsuz içinde sonsuz.. ve sen hepsini unutup..sadece kendini Aydek sanıp..onu son sürat sona gitmesi için zorluyorsun.. bırak onu..zorlama.. o sadece sonsuzun içinde bir aracı..bunu anlaman çok mu zor..  rahat bırak onu..o ne tek.. ne de son..sonsuz içinde bir ara yolculuk aracı.. rahat bırak onu..

Ben: Bu ne demek, nasıl bırakayım onu, ben bırakırsam ne yapar, başıboş, bir düşünsene, hep ben mi düşüneyim bunları, sadece söylediğini biliyorsun, beni hiç anlamıyorsun

O: Farkında mısın..

Ben: Evet, fark ettim, tamam, aynı döngü, dahil olmayacağım, anladım

O: Tamam o vakit.. bırak Aydek neşeli olsun, keyfi iyi olsun.. başka ne yapabilir ki.. o sadece aracı.. sen onda ol.. iyi olmasını teşvik et.. iyi olacağı anlarda olsun.. bu kadar..

Ben: Tamam, o acı çektirme ve zorlama döngüsüne girmiyorum bugün, yarını bilmem artık

O: İstediğini yap, sen bilirsin..

Ben: Sanki istediğime bırakıyorsun da,

O: İsteğin acı çekmek mi? Bir daha bak..

Ben: Değil tabi ki, tamam

O: Ee o vakit..

Ben: Tamam

Sera: Aydek’e iyi bak.

jks3

Ben ve O..23

Ben: Bu bana ne anlatmak istiyor, ne oluyor bir anlasam, kapı duvar sanki, taş duvar..

O: Gözünü kapat ve sor.. ne anlaman gerekiyor..
Ben: Ya bu çok komik aslında, tam önümde bir taş duvar ya da karlı buzlu bir dağ, geçit vermiyor sanki.. Aslında her şey çok komik, o dağ, sadece gözlerime baksa, biliyorum eriyecek, sadece baksa..
O: Sen mi baksan
Ben: Ben bakarım zaten, o baksa..
O: Ee bir dene o vakit, sen bak..
Ben: Öyle mi?
O: Öyle.. yıkılsın o duvar.. yık o dağı..erisin.. un ufak olsun o karlı buzlu dağ.. dağıt onu..
Ben: …
O: Tamam o vakit.. Aslında sadece şunu yapsan da olur..
Ben: Neyi..
O: Kapa gözlerini ve o buzları kır ve dağıt o duvarı, var gücünle dağıt.. ee haydi..başla
Ben: Sahi mi?
O: Kapa gözlerini
Ben: Tamam..kapadım..
O: Yaptın..
Ben: Yaptım.. olduğu kadar..
O: Olsun.. oldu..
Ben: Bitti
O: Bitti.. Ne gördün..
Ben: Korkunç acı, sert duvar ve buz, acı.. buna gerek yok..
O: Buna gerek yok.. Aslında hiçbir şey yok..
Ben: Sanırım..
O: İyi misin?
Ben: İyiyim
O: Tamam
Ben: Tamam..
751038286_n

Ben ve O..22

Ben: İçim yangın yeri, dışım buz, bir garip hal bu.. hangi halin içindeyim, ben neyim, neredeyim, kimim, ne içinim, nasılım, nedenim, neye vesileyim..ben neyim..

O: Hayırdır, ne oldu,

Ben: Hayır.. bir şey olmadı,

O: Bu olmamış halinse ne güzel, bir şey olmuş halin nasıl olur?

Ben: Her halimin nasıl olduğunu biliyorsun artık, neyi soruyorsun..

O: Neyin var senin..

Ben: Hiçbir şeyim yok benim, bildiğin haldeyim, her dam iyiyim ben, iyilik halindeyim..

O: Anlaşıldı..bir sakinleş önce..

Ben: Ben sakinim, bir an sevinçteyim bir an kederde, bir an gündüz ve güneşli, bir an gece ve karanlığım.. İyiyim ben, merak etme..

O: Ne büyük laflar öyle ve seni artık merak etmiyorum, her halde iyi olduğunu biliyorum..

Ben: Biliyor musun, O.. insan olmak zor zanaat.. yorucu..inan bana.. sen bile yapamazdın.. Oradan öyle konuşmak çok kolay, benim gibi değilsin, duyguların yok, hislerin yok, bilgi üzerinden kolayca konuşuyorsun benimle, bilgiyle herkes konuşur, gel yaşa da konuş, nasılmış gör..

O: Öyledir mutlaka, hem zor hem keyiflidir, nereden baktığına, ne kadar ciddiye aldığına göre değişir..

Ben: Yine akıl veriyorsun bana, ben yaşıyorum, sen konuşuyorsun, fark bu işte, nerden anlayacaksın beni, nerdee.. Hem habire hayatı ciddiye almamızın gereksiz olduğundan bahsediyorsun ya, ne yapayım, dalga mı geçeyim? Oysa yaşamak ciddi bir iş, öyle dalgaya gelmez. Sen nereden bileceksin, ne anlayacaksın ki beni, nerdee..

O: Anlaşıldı, bu akşam konuşulmaz seninle..

Ben: Tamam o vakit konuşalım O, hani hep akış diyorlar ya, nedir bu akış, kim akıyor ne oluyor, akan ne, nereye akıyor..

O: Akış enerjileri hissedip, o an uygun olanı yapmak, yapacağını yapıp sonra bırakmak, olanları zorlamamak, bekleyebilmek, zihninin önden koşturmasını bırakmak, neye koşacaksın ki zaten, her koşma, o anı kaçırma, kaçırsan ne olacak, nereye gidebilirsin ki, ötede ne var?

Ben: Yok mu bir şey, önden gidemez miyim? Bir gitsem baksam ne olur sanki?

O: Gidip baksan da, yine dönüp yapacağını burada yapacaksın, başka yolu yok, o yüzden buraya odaklan, tek olan bu..

Ben: Olmuyor, burada duramıyorum, zihnim hep kaçıyor bir yerlere, ne yapsam bilemedim..

O: Bir sakinleş bir durul önce, kendini çok önemsiyorsun, abartıyorsun, buna gerek var mı? Kendini abartınca rahat olamazsın anlasana, habire zihnin ilerde, planlar peşinde, bunu bir anla artık..

Ben: Önemsiz miyim yani, neyim ben..

O: Bunu sonra konuşsak olur mu, daha değil..

Ben: Tamam, olur. Biliyor musun bu ara öyle davranmasam da, bana sadece kendimin beğenisi ve önemsemesi lazım. Ben kimseye bir şey anlatmak için zorlanmak istemiyorum, biliyorum ki, herkes ne anlamak istiyorsa onu anlıyor. Bana sadece ben lazım, biliyorum.

O: Evet..

Ben: Neticede hissediyorum ki.. Ben sadece enerjiyim, ne şekle istersem o şekle girerim.. Sadece bu işte olan, olması gereken, ben sadece buyum değil mi?

O: Bir açıdan öyle..

Ben: Sağol ya, o büyük lafıma, nasıl önemsiz bir cevap oldu bu..

O: Sana başkasının beğenisi gerekmiyor unuttun mu, biraz önce bunu dedin ya 🙂 Sadece daha basit ol.. daha sakin.. daha olduğun anın enerjilerini hisset ve ona göre tavır al.. Bunu dene olur mu?

Ben: Kolaymış yahuu, ne var bunda, sanki çok önemli bir şey bu, yaparım ben, merak etme..

O: Bu ‘Beni merak etme’ lafını da bırak istersen, merak edecek ne var ki 🙂

Ben: Aman Tanrım.. bir şey yok yani.. şimdilik tamam..

O: Tamam o vakit..

751038286_n

Ben ve O..21

O: Hayırdır, hoş geldin..

Ben: Hayır.. düşünüyorum ve aslında bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum sanırım, yardım eder misin? Yani karşılıklı konuşuyor gibi düşüneyim, bu daha kolay olacak sanki..

O: Tamam olur, başla bir yerden..

Ben: Çok önemsediğim bir dostum bana ‘sende içerleme, alınma, küsme enerjisi var’ dedi. Nasıl hallederim dedim, oda bana ‘aslında öyle olmadığını düşünerek’ dedi.  Şimdi buradan başlarsam nasıl hallederim, ne anlamalıyım..

O: İstersen bir insan niye alınır, niye küser bunu düşün önce..

Ben: Eskiden olsa hassaslık derdim, şimdi demem, bu kendimi kandırmak olur sanki.. Alıngan olduğum an, aslında olan, suçlandığım duygusu sanki. Niye böyle düşünüyorum; demek ki azalmış olsa da suçluluk duygusu var bende. Aslında biliyorum hepsi azaldı, çünkü onların farkındayım, onlar bir enerji, gelişlerini hissediyorum, beni eskisi gibi kaplamalarına iznim yok. Biraz dolaşıp, yeni halime bakıp gidebilirler sadece. Onlar olmadan daha iyiyim. Haksızlık yapmayayım kendime, bunlar çok azaldılar çünkü..

O: Tamam devam et..

Ben: Evet suçluluk psikolojisinden olabilir dedim. Bu niye olur; başkalarının üzerimizde hükmü olabileceğini düşünmekten olabilir. Bunu niye düşünürsün, gücünü başkalarına vermişsindir.  Kendini önceliğine almamış olabilirsin. Diğerleri üstün, kendini ise yetersiz görmeden olabilir. Bu beraberinde değersizlik hissini getirir.

Bir de şu var aslında, tam tersi, belki de kendini çok önemseme, bir şey sanma vardır bunun altında, o kadar önemli sanır, abartırsın ve kutsarsın ki kendini, başkalarının her dediği o kutsal olana zarar verir gibi olur. Ne komik aslında, kutsal olsan, bundan rahatsızlık duyar mısın? Tabi ki asla. Ne umurunda olur ki o zaman bu oyunlar.  Değersizlik gibi görünüyor en başta ve değil sanki, biraz abartılmış bir değer, kutsanma duygusu var sanki..

O: Bunun ötesi bunlar bir enerji ve o enerjiye o anlamı veren sensin, enerji enerjidir sadece, işine yarar hale getirebilirsin, o senin enerjin, kıymetini bil, onu görmemezlik yapma, gönderme, o senin enerjin, anlamını değiştir. Şimdilik şunu yap, onu gör (ki görüyorsun) onu kaynağında değiştir, değersizlik-değer iki uç sadece, ötesinde ne var; Var olmak sadece, onu varlık enerjisine dahil edebilir misin mesela, bir düşün. Değeri değersizliği kim veriyor, bunların ötesinde var olmak bir değer sadece..

Şeylere, olanlara kattığın anlam bir de, olmayanları kendi kurgunda var sanman, aslında kendin çalıp, kendin oynaman, kim kime değersiz-değerli der ki.. sadece kendin yaparsın bunu kendine.. bu kadar işte.. alındığını düşündüklerin, sadece senin öyle zan ettiklerin,  hepsi bu sadece.. Farzet ki düşündüğün zan doğru, ne yapacaksın bu durumda, bir konu var ve sen onunla ilgili, o ana uygun bir konum alırsın sadece ve bunların hepsi de sadece olanın olduğu anda, ötesinde ne var sanki..

Birde şu var, açık olmadığın için küskünlük hissedersin, tüm enerjinin senin üzerinde olmasını istediğin için küsersin, bencillik, benmerkezcilik işte, bütünün parçası değil, ben dersin, tüm ilgi dikkat sende olsun dersin, bu olmazsa küskünlük hissedersin..

Ben: Bana mı dedin bunları, şahsıma mı?

O: Yahu yok, genel konuşuyoruz işte, küskünlük, alınganlık enerjisi ile ilgili.. Sen bunları kolayca aşarsın, biliyorum seni.. ve aştın zaten, sorun yok sende.. 🙂 (azıcık çok azıcık kaldı)

Ben: 🙂 🙂 hah bak, hep böyle deyince, ne güzel oldu şimdi..

O: Gerisini yine düşün sonrasında, bakalım neler çıkar..

Ben: Tamam, düşünürüm, bakalım..

(Resimlerde Ben ve Ben varım sadece 🙂  bu arada hiç doğru düzgün tek resmim yok, hep kırpıp buluyorum, aklımda olsun)

Ben ve O..20

O: Sen her şeyi fazla ciddiye alıyorsun, konun bu aslında..

Ben: Farkındayım, sorunum bu..

O: Ee öyleyse.. bir de ben sorun demedim, farkındaysan, konun bu dedim sadece..

Ben: Tamam anladım, her şey eğlencesine olsun öyle mi?

O: Bir açıdan öyle..

Ben: Hep ciddi yaşıyorum ya, ondan rahat olamıyorum..

O: Fark etmez, rahat ol..

Ben: Tamam da..

O: Bu -da’yı sevmem ben, arkasından kesin bir açıklama, itiraz gelir.

Ben: Öyle oluyor gerçekten, -de-da deyince kesin bir açıklamam, kendimi savunma durumum oluyor, haklısın..

O: Biliyor musun, bu hayatta gerçekten ciddi olman gereken konu o kadar az ki, o yüzden rahat ol, keyfinin istediği gibi yap her şeyi..

Ben: O ciddi şeyler, ya rahat anımda, onları kaçırırsam..

O: Kaçır ne olur sanki, ciddi olman gereken yerde de rahat ve keyifli ol ne olur ki.. Ve zaten o anlar kendiliğinden fark edilir, merak etme.. Fark etmesen de fark etmez, yine rahat ol..

Ben: Neden öyle dedin..

O: Şundan dolayı, sadece kendin karar veriyorum ve desteksizim sanıyorsun ya, işte bu yanlış olan, her şey olacağı en uygun yere varır yine merak etme, hem de sana rağmen..

Ben: Öyle mi?

O: Kesinlikle öyle.. Rahat ol.. çünkü olacak olan.. sen rahatken..en iyi şekilde olur.. öbür türlü yine de olacak olan..senin rahatsızlığına rağmen olur.. Tamam..

Ben: Tamam..

O: Tam tersine.. senin rahatsızlığın.. ciddiyetin.. olan’ı.. sadece zorlar.. bu hepsi..

Ben: Tamam, anladım sanki, neden rahat olmam gerektiğini.. ben kendimi hep var kabul ediyorum, yani, zihnim hep kendini var sanıyor ve onun durumu komik ve rahat olsam, ciddi olanın sadece zihnim olduğunu göreceğim..

O: Bu kolay olan çünkü.. ve her şey kolay aslında, zihnin ve aklın farklı.. zihin, şüpheye düşer, o endişelenir, o kurnazdır, onun cevapları hep uzun açıklamalarladır, o sürekli açıklama ihtiyacındadır, o sürekli kendini kanıtlamak zorundadır.. neden biliyor musun?

Ben: Neden?

O: Çünkü o yalan ve sahte.. o olmayan aslında.. sadece bu dünyanın gölge oyuncusu.. Olmadığı içinde, var gibi görünmek için, elinden geleni yapar, o ciddi olur, anlasana..

Ben: Anladım..

O: Tamam..

Ben: Tamam..

( Resimlerde sen yoksun artık 🙂  resimlerde Ben ve Ben varım 🙂  )

 

 

Ben ve O..19 ve Sera

O: Niye böylesin bu akşam, o köprülerin altından çok sular geçmişti, ne oldu sana..

Ben: Sanırım bir değişim, bunu hissediyorum.

O: Bu güzel ya, değişmek güzel, ne var bunda, çocuklaşmak istedin bu gece..

Ben: Tam gitmek üzereyken de kavga edeceğiz seninle..

O: Tam ne zaman gideceğim sana bağlı ve enerjilerimizin uzaklaştığı doğru, biliyorsun Sera hep seninle, ezelden ebede..

Ben: Farkındayım ve sen benim çok yakınımdaydın bu sene, gitmeni istemiyorum aslında..

O: Ben senin bir parçan olacağım her şekilde, bunu sorun etme, birbirimizin sevgisindeyiz her daim..

Ben: Bunu biliyorum aslında, sevgimdesin ve sevgindeyim her daim..

O: Öyleyse ne oldu bu gece..

Ben: Tatsızlık çıkarmasam bana baktığın bile yoktu son ayda..

O: Sen hala çocuksun farkında mısın?

Ben: Farkında olmaz mıyım, benim bir yanım hep çocuk ve o hep yanımda..

Sera: Büyümelisin Aydek, artık zamanı geldi, bu gecenin sabahında büyümüş olarak uyan artık olur mu?

Ben: (sessizlik..) Biliyor musun Sera, senin enerjin çok ciddi, ister istemez seninle ben de ciddi oluyorum merak etme..

Sera: Ciddi olman istenmiyor, sadece artık büyü, bu yeter, bu gecenin sabahında büyümüş olarak uyanman bekleniyor, hepsi bu..

Ben: Ne kolay değil mi? Sadece bir gecede büyüyeceğim.. Merak etmeyin bunu da hallederim, ne olacak sanki, bu kolay..

Sera: Dalga geçme istersen, konu önemli..

Ben: Farkındayım merak etme, yoksa sen gelir miydin buraya, sabaha büyümüş olarak uyanacağım, bunu göreceksiniz nasılsa..

Sera: O’nun gidiş dönemi yakın ve seninle geçici olarak yine beraberiz ve bunun ötesinde biliyorsun ki çok uzun zamandır birlikteyiz.

Ben: Tamam, biliyorum..

O: O hassas dengede ol, kalbin ve aklın tam ortasında, geceyle sabahın tam arasında, o hassas dengede, ben hep sevgindeyim, yine geleceğim..

Ben: Biliyorum geleceksin son bir kez daha, sevgindeyim biliyorum daima..

Sera: Her şey yolunda ve tam olması gerektiği gibi, sadece artık bu sabaha kadar büyü, bu kadar..

Ben: Sabaha büyümüş olacağım hiç merak etme, zaten etmezsin ya, bu da neyse..

Sera: Tamam..

O: Tamam..

Ben: Tamam..

jks3.jpg

 

 

Ben ve O..18

Ben: Ben buna layık mıyım, bu sevgiye, duygu doluyum, şükran doluyum olan her şeye..

O: Sen sevgiye layıksın ve tabii herkes de..

Ben: Hep öyle söylenir, bu gerçek mi?

O: Öyle, her anınızda sevgiyle sarılısınız zaten. Yalnız şu var ki, bunu anlayanınız çok az, sorunda burada..

O sevgi dediğiniz, aldığınız havada, bedeninizde dolaşan nefeste, kanınızda canınızda.. her biriminizde ki dolgu maddesinde..

Bu ne demek anladın mı? O sevgi denen enerji, sizden bir an bile çekilse, burada ne işiniz var.. O enerji, sizi bir arada tutan bağlayıcı malzeme, hem kişisel olarak bedenlerinizi, hem tüm dünya varoluşunuzu bir arada tutan, o enerji..

Bu, bu kadar net.. Anlayan anlar ve onu alır. Anlamayan ise debelenir..

Ben: Vay alemsin bugün ve çok netsin..

O: Ben her zaman netim. Eskiden net olmayan sendin.

Ben: Sağol, şimdi net olmadığım anlar, henüz ne hissettiğimi anlamadığım anlar. Ve ne olduğu da, andan ana değişiyor ya, ben o değişene göre kalbimi tekrar yokluyorum.. Bu bekleme olarak yansıyor.

O: Bu güzel..

Ben: Bence de güzel, öğreniyorum işte 🙂  güzel olan her şeyi 🙂

faydalibitkiler_133905291810

Ben ve O..17

Ben: Bu iki gündür yine güçsüz hissediyorum sanki.. Neden acaba..

O: ‘Sanki’ demene gerek var mı? Nedenini sormalı mısın?

Ben: Ayy seninlede hiç konuşulmuyor artık, bir alemsin..

O: Artık cevaplarını sen bulacak haldesin, kendin sor ve üzerinde düşün, cevaplarını kendin bul.. Bunu yapabilirsin..

Ben: Tamam, düşünüyorum ve daha azını istemiyorum, hep tam olayım istiyorum, eksik hissetmek istemiyorum ve bazen eksik hissediyorum kendimi..

O: Evet, neden güçsüz hissediyorsun, düşün..

Ben: Aslında şöyle, içimde öyle güç hissediyorum ki bazen, her şeyi yapabilirmişim gibi ve öyle, yapabilirim. Bunu hissediyorum ve aynı anda olansa şöyle, ‘ya yaparsam’ diyorum. Bu gücünü hissetmek ve yine de bunu kullanmaktan kaçınmak.

Ve o coşku dolu huzurun gücünü, neşenin gücünü biliyorum ya, hayatımda artık onun azını istemiyorum. Bu his azalınca düşüyorum..

Ben sana bir soru sormuştum, hatırlıyor musun ve sen cevabı kendin vermedin, bir üst kaynaktan verdin ve ben hiç şüphe dahi etmedim. Anında kabul ve huzurda oldum. Sadece iki kelime, bu yetti. İşte 2 gün önce yaşadığım bu örnek gibi, hep o kaynağı kabulde olmak istiyorum.

O: Bu kaynakla daha önce temasın olduğu için güven duyuyorsun, onu biliyorsun.

Ben: İşte tamam, tam bunu istiyorum, bu temasın devamlılığını.. Sürekli tam ve bütün ve o huzurda olayım istiyorum, gönlüm bunu istiyor.

O: Buna her an gerek yok, bu özel anlarda  gerekli, her an değil. Normal anlarda sen zaten her şeyi kendin çözecek olansın, rahat ol..

Ben: Tamam, anlayacağım dediklerini..

faydalibitkiler_133905291810

O ve ben..16

Ben: Bugün biraz hassas mıyım ne..

O: Öyle misin? Sen bil..

Ben: Öyleyim aslında..

O: Neden peki..

Ben: Aslında özel bir nedeni yok, hani bazen olur ya, için duygu doludur nedense, öyle işte..

O: Duygular, nedensiz gelmez, seni niye ziyaret etmek istediler bugün peki..

Ben: Sanırım şöyle, bugün, hassasiyetim kendime, kendi varlığıma, onu ihmal ettiğimi düşündüğüm anlara, kendi varlığıma duyarsız olduğum anlara, neden bu işte..

O: Bu iyi aslında ‘kendi varlığının farkında olman’ muhteşem, bu iyi işte..

Ben: Biliyorum iyi..

O: O zaman, artık hüzüne gerek var mı sence.. Varlığının, bedeninin, kendinin keyfini çıkar. Bak keyif alacak ne çok şeyin var..

Ben: Haklısın, biliyorum.. Birazdan, hüznüm neşeye döner merak etme..

O: Ben artık seni hiç merak etmiyorum..

Ben: Aa öyle mi? Neden peki..

O: Seni merak edeceğim sınırı geçtin çünkü, artık seninle, seni merak ettiğim için değil, keyfine konuşuyorum farkında mısın?

Ben: :)) Teşekkür ederim, fakındayım aslında.. Ve ben, önce kendimden sorumluyum bu alemde, bunu biliyorum. İçimden geçen sadece, hayatın devamına destek olmak, hem kendimde, hem herkes ve her şeyde.. Hayatın yanındayım ben, olan her neyse..

O: Budur işte, bu doğru ve biraz eksik sadece..

Ben: Öyle mi, neden sence..

O: Sen sadece kendinin, ‘Aydek’in yanında ol, her seferinde, çünkü şöyle, sen kendi yanında olduğun her anda, zaten hayatın yanındasındır. Bu bilgi herkes içinde geçerli. Nedense kimse bunu anlamak istemese de.. bu böyle..

Ben: Anladım, iyi anladım hem de ‘Ne varsa bende var, bu alemde’ ve aynısı herkes için geçerli ‘Ne varsa sizde var bu alemde’ bu kadar işte..

O: Helal sana, bu işte..

Ben: Bir de şu var, yaa gerçekten her şey çok basit aslında.. Aa içim coştu birden, o kadar basit ki her şey, o yüzden göremiyoruz sanki:)) Yaa ne eğlenceli şimdi.. Bak demedim mi, hüznüm, neşeye döndü birden. Duygular, bir şey fark ettirirse iyiymiş gerçekten.. bir açıldım tekrar..

O: Yanii, bu kadar işte..

Ben: Yaa zaten ne var ki, komik her şey, ciddiye aldığımız için oluyor bazı şeyler.. Tamamım bugün, yarına bakarım yine, şu anda her şey ayan ve beyan oldu sanki, anladım ve iyiyim yahuu..

 O: Ne anladın bu konuşmadan sen..

Ben: Çok iyi geldi, keyfim yerine geldi. Anladığımın özeti ise şöyle; Bu hayat ne kadar ciddi ise, işte o kadar da komik aslında.. Ve o an hayatın bana geliş şekli de, nerden baktığıma göre.. Müthiş bu,

Netice yine “Ne varsa bende var bu alemde” Bu kadar işte :))

O: Tamam o vakit..

Ben: Bir de şu var, dramaya gerek yok artık, her şey o kadar açık ve net kii.. Önemli olan bu açıklığın hep farkında olmam.. Güzellllll, çok iyi geldi bu konuşma, uzun zamandır olmadığı kadar..

O: Güzell..

Ben: Güzell..

faydalibitkiler_133905291810