Ben: Ben buna layık mıyım, bu sevgiye, duygu doluyum, şükran doluyum olan her şeye..
O: Sen sevgiye layıksın ve tabii herkes de..
Ben: Hep öyle söylenir, bu gerçek mi?
O: Öyle, her anınızda sevgiyle sarılısınız zaten. Yalnız şu var ki, bunu anlayanınız çok az, sorunda burada..
O sevgi dediğiniz, aldığınız havada, bedeninizde dolaşan nefeste, kanınızda canınızda.. her biriminizde ki dolgu maddesinde..
Bu ne demek anladın mı? O sevgi denen enerji, sizden bir an bile çekilse, burada ne işiniz var.. O enerji, sizi bir arada tutan bağlayıcı malzeme, hem kişisel olarak bedenlerinizi, hem tüm dünya varoluşunuzu bir arada tutan, o enerji..
Bu, bu kadar net.. Anlayan anlar ve onu alır. Anlamayan ise debelenir..
Ben: Vay alemsin bugün ve çok netsin..
O: Ben her zaman netim. Eskiden net olmayan sendin.
Ben: Sağol, şimdi net olmadığım anlar, henüz ne hissettiğimi anlamadığım anlar. Ve ne olduğu da, andan ana değişiyor ya, ben o değişene göre kalbimi tekrar yokluyorum.. Bu bekleme olarak yansıyor.
O: Bu güzel..
Ben: Bence de güzel, öğreniyorum işte 🙂 güzel olan her şeyi 🙂