Her şey gelip geçer, geriye ya aldığın keyif ya keder kalır.
keder
Sıkıntı..
Sıkıldıysan, kederlendiysen ne olmuş? Hepimiz sıkıldık, kederlendik ve hepsi geçti. Tekrar gelebilir ama sen istersen ve irade gösterirsen yine geçer.
Sıkılmakta sıkıntı yok aslında 🙂 ama sakın kederi kendine mekan etme! Keder; içten içe çüremenin yeridir. Sakın ona razı olma!
nefes
Her nefes alıp-verme sorununun arkasında gizli bir hüzün yatar. Hüzne sahip çık ama kedere değil.
kırgınlık, keder…
Dün kırgınlık içinde bir gün geçirdim, hatta üzgün, kederli gün oldu. Bunu yapmamam gerektiğini biliyorum, artık olmamalı ama oldu.
O yüzden bugün kendimden çok özür diliyorum: “Özür dilerim, bu bir hataydı, sana haksızlık yaptım, beni affet, seni seviyorum.”
Sağlığım yerindeyse, sevdiklerimin sağlığı iyiyse, bazen can sıkıntıları olsa da ki oluyor, diğer hiçbir neden günü mutsuz ve kederli yaşamamızı haklı gösteremez. O yüzden kendime haksızlık yaptım.
Keder, üzüntü veya öfke, endişe vs gelip geçici duygular gibi görünüyor ama sadece öyle değil. O kederin uzamış hali, bedende salınan kimyasallar ve bunun uzun süre devam etmesi bedensel hastalıkların en önemli nedeni. Yani uzamış keder kendinizi zehirlemek gibi veya diğer olumsuz duygular.
İnsanız bazen bu duygulara takılıp gidebiliyoruz çünkü o an birilerinin bize haksızlık yaptığını, acı çektirdiğini düşünüyoruz ama aslında en büyük haksızlığı kendimize biz yapıyoruz.
Oysa bu hayatta bizden başka bir şey yok, biz ve düşüncelerimiz ve onlarla oluşturduklarımız. Biz iyiysek her şey iyi veya tam tersi.
Kimse bizi mutlu etmek zorunda değil, kimseye hesap vermek zorunda değiliz, tabi vicdanımızdan gayrı.
Bunları biliyorsak, ki biliyoruz artık, gelen ‘keder, kırgınlık veya herkes kendinde bilir ne tür negatif enerjilere yatkın olduğunu’ işte tam o anda, durumu fark ettiğimiz anda, bu hali dönüştürmek için karşıt enerji kullanmamız gerekir, yani irade ile, pes etmeden. Bunu her bu tür enerji alanıyla kaplandığımızda yaparsak zamanla öğreniriz, alışkanlığımız olur. Çünkü bu hayatta iyi davranacağımız, hakkını vereceğimiz ilk kişi kendimizdir ve sonra başkaları.
Hayat güzel, yaşamak bir şans, o yüzden hep tekrar dene ve toparlan, yaşıyor olmakla kazandığın şansı değerlendir, yani şu devri alemde en iyi halinde ol.
Bu arada toparlanırken düşün; ‘acaba neden böyle bir duyguya ihtiyaç duydun, olan olay neden seni böyle hissettirdi?’ Çünkü bir başkası aynı olayı yaşadığında senin gibi tepki vermez, bazısı incinir, bazısı öfkelenir, bazısı hiç aldırmaz bile. Bu durumda çözülmesi gereken konu bu aslında, “Neden böyle hissettin, neden etkilendin?”
Kolay gelsin hepimize 🙂