Öylesine işte..

Bu sabah içimde şöyle bir his var; hani ben dünyada bir çocuğum, henüz zihinsel olarak reşit değilim. Ve beni her an sevgiyle, bana hiç belli ettirmeden ama her adımımda koruyup- kollayan bir anne ve babanın çocuğuyum. Hiçbir sorun yok, sorun diye bir şey yok. Sadece bir şeyler oluyor ve ben biliyorum hepsi iyiliğim için, dimdik ayakta durabilmem için, zihnimi geliştirerek büyümem için.

Bu sabah ben bir çocuğum; anne- babanın birliğinden oluşan yaradanın, hep sevgiyle koruyup kolladığı çocuğu. İyiliğim için yaptıklarını, koruyup kolladığını belli etmemek için, birimize diğerini vesile eden, gerçek bir ebeveyn o.

O da haklı; o kadar çok çocuğu var ki, hepsini dengeleyerek büyütmeye çalışan, eşit seven ama adil olan ve yaptığı her şeye diğer kardeşleri vesile eden bir sevgili ebeveyn.

Bugün onun benim için, çaktırmadan, kendi adına aracılarıyla yaptıklarını fark ettikçe nasıl gülmek geliyor içimden. Dışarı çıkmadan çocuğunun cebine parasını koyan baba gibi, ya da meyvesini sessizce veren anne gibi, küçük gibi görünen ama büyük şeyler çünkü bunlar hep bana olan sevgiden.

Mesela sabah tıklım tıkış dolu otobüste, ayakta durmasın diye, biner binmez oturan birinin, durağı geldiği için inmesini sağlayıp, seni oturtturan ebeveyn gibi.

Bunları belli etmeden yaptığından  ve çoğu zaman yaptıklarını anlamadığımdan suratım asık dolaşırken, bugün durumu fark ettiğimi anlayıp, gizlice gülümseyen beni de güldüren, içime tatlı bir neşe veren, seviyorum seni çok.

Ve biliyorum ki benim dünyasal sevgim, seninki kadar olgun, kapsayıcı, güçlü, samimi değil. Benimki, rüzgara benzer duygularımın esişine göre değişen, bugün çok sevip öbür gün içerleleyip, küsebildiğim bir sevgi.

Dedim ya daha reşit değilim, zihinsel olarak henüz o kadar olgun değilim ama şunu biliyorum; yaa aslında.. ben seni çok seviyorum. İyi ki bu yaşama doğurdun beni, sağ ol varlığımın kaynağı. Sevgimdesin. ❤

84c75e0b142fbd2d27b690a89cc91a34

Bir- İki- Üç…

İşe sadece şunu anlamakla başlayın; bir yaratıcı varsa veya inandığınız bir şey; o neden sizin mutsuz olmanızı istesin?

Mesela bir anne veya baba, çocuğunu mutsuz etmek ister mi?

Buradan devamla; ‘dünyada mutsuzluk, acı daha fazla’ diyorsanız, ki görünüşte doğrudur ama bu yaratılışı hiçe saydığımızdan olabilir mi? Bir düşünün..

Hani kadimler, bilgeler hep derler ya, “dünyada rahmani işler, şeytani işler var” diye. Konuyu buradan anla.

Bu arada bu kadim bilgiler der ki, ” dünyanın yasası ikilik- dualite” yani sistem ister istemez böyle (iyi- kötü, dert- derman, acı- keyif vs vs).

Yani dünyada rahmani veya şeytani işler var. Bunun adına pozitif- negatif, iyi- kötü de diyebilirsiniz, siz bilirsiniz. Her koşulda öncelikle, sistemin böyle işlediğini anlamamız gerekli, bu BİR.

Yine buradan devamla, dünyada hayatın devamlılığı döngüsel sistemle mümkündür. Mevsimler döner durur, insan gençken yaşlı olur, durumu iyi iken kötü olur, kötüyken iyi olur, severken nefret eder, nefretten sevgi çıkabilir  vs vs. Yani yaşamının sürmesi, bu döngüsel sistemin ürettiği enerji ile mümkün olur. Çünkü döngüdeki zıtlıklar, yaşamın devamını sağlayan enerjiyi üretir. Sürekli bir çekişme olmasa, her şey rehavet içinde olur, yani her şey döngüsel, bu İKİ.

Bu durumda hep mükemmel iyilikte olamayacağını anla çünkü her şey döner değişir. Mükemmel evlilik, mükemmel insan, mükemmel sağlık, dostluk, sevgi, iş, başarı vs vs, şu andaki dünya düzeninde olamaz, bu ÜÇ.

Hep bezgin, mutsuz, dertli olamayacağın gibi, hep mutlu da olamazsın, ama…

Mutsuzluğun yerine inancından gelen bir güveni- imanı koyabilirsin. En başta dediğim konu, bir anne baba nasıl çocuğunun mutsuz olmasını istemezse, yaratıcıda daima bizim iyi olmamızı ister ve bunu oluşturmayı bize bırakır, yasa böyle. Yani bu durumda bir İYİ HİSSETME HALİ var ve bu alt zeminde tutulabilir.

İnsan arada diğer tarafa kaysa da ki bu doğal, istiyorsa yine toparlamalı çünkü bu gücü var. Yani İRADE. İnsana verilen irade kullandıkça güçlenir, başta bazı şeyler zor gibi gelse de zamanla kendiliğindendir.

Diğer tarafa çok kayıyorsan şuna dikkat et; ağır kısmımıza, bedenselliğe, şeytani yana, negatifliğe fazla kapılıyor olabilir misin, sadece o yana mı yaslanıyorsun, dayanağın- meylin o mu, gücünü oraya mı veriyorsun? (Dikkat et, gücü olan sensin aslında, ona gücünü veriyor, sonra da ona dayanıyorsun). Eğer bunu istiyorsan devam ama istemiyorsan; dur ve düşün, neye hizmet ediyorsun, neden?

Bunu anladığında ve eğer her gün biraz daha iyi olmayı istiyorsan, her an iraden ve inancınla toparla.

Daha iyi olmak için bunu istemen gerekli.

Ve iyiliği gün içinde hep sabit bir değerde sanma, belli bir titreşim aralığında kal, gün içinde iyilik anları yaratmaya başlamanın yeterli olduğunu unutma.

Kolaylıkla, hoşnutlukla..

İnsan olmanın getirdiği neşeli bir hüzünle ❤

1-2-3