B: Ben hep güven arıyorum, her şeyde ve herkeste. Önce güven duymak istiyorum.
A: Oysa aramana gerek yok ki!
B: Neden öyle dedin? Güvenmek benim en önemli problemim.
A: Hani şu sufi Nasrettin hikayesini hatırla, hani içeride anahtarını kaybediyor da, onu daha ışıklı diye dışarıda arıyor ya, işte aynen böyle.
B: Nasıl?
A: Bir dur ve içine bak, aradığın o şey sende.
B: Öyle mi dersin?
A: Dedim ya. Güven bir duygu, his alanı ve o sende var. Sen yıllarca..
B: Kaç yıl olduğunu söyleme 🙂 orası sırlı kalsın 🙂
A: 🙂
Sen yıllarca yanlış yerde aradın. Sufi Nasrettin hikayesi gibi, anahtarı kaybettin, o içeride ama daha aydınlık diye dışarıda aradın.
Sen zaten güvensin, o alan sende.
A: Sağol..
