Acı ve kederin kutsandığı bir dönemde yaşıyoruz, toplumun normali bu haline geldi. Peki bu doğru bir şey mi? Hayır değil.
Aslında konu uzun ama kısa anlatmaya çalışacağım, zaten pek çok yazımda da değindim buna ama yılın sonu olduğu için bir kez daha anlatmak istiyorum.
Dünya ikiliğin (dualitenin yaşandığı bir gezegen), dünyanın düzeni bu şekilde, bir şeyleri anlamamızın yolu zıttıyla muhkem olması. Klasik örnekler; gündüz- gece, kadın-erkek, iyi- kötü, beden-ruh, korku-sevgi, neşe-keder vs, yani her şeyin olduğu gibi duyguların da zıttı var 🙂
Bu neden böyle oluyor? Çünkü bir şeyleri tersiyle öğreniyoruz.
İnsan yaşayabilmek için bazı hormonları döngüsel olarak üretmek zorunda çünkü bedenin programı bu şekilde yapılmış. Hormonlar ise döngüsel olarak salınır, yani üretip biriktirmek olmuyor. Belli koşullar oluşunca salınmaya başlar, salınım pik yapar ve sonra yavaşça azalır, yani çan eğrisi yapar. Hepsinin salınım süresi farklıdır.
Yani bedenin programından anladığımız kadarıyla, insanın neşe, mutluluk üretmesi isteniyor, normal olanın bu olduğu anlaşılıyor çünkü sadece bunun için üretilen hormonlar var, bedenin tanrısal üretim kodu böyle.
Bir de dünyaya bedenlenince buranın ikili yapısı gereği oluşan zıttı var, yani aşağıya çekilme, keder, dert, mutsuzluk üretme hali, şüphe, vesvese ve bunu kronikleştirme. Yani tanrısal kodun tersi dünyada onunla aynı anda mevcut.
Yaşarken bedenli insanı aşağı çekmeye, düşük titreşimler üretmesine çalışan bir sistem var. Ona herkes farklı isimler veriyor, negatif enerji, olumsuz düşünce, demonik sistemler 🙂 vs, hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Bu olumsuz enerjilere zaman zaman hepimizin kapılması normal çünkü o da bu dünyanın gerçeği, her şeyi tersiyle öğreniyoruz. Yani önemli olan (acı keder üzüntü pişmanlık üretmek vs değil) tekrar toparlanmayı bilmek, düşme sıklığımızı azaltmak, neden böyle hissettiğimiz üzerinde düşünmek ve genel işleyen düzeni anlamaya çalışmak. Ve zaten acıyı en derinden yaşamak istemenin nedeni; acının en derin yerinde tekrar mutluluk hormonu üretiminin devreye girmesini tetiklemek içindir. Denizin en derin yeri insanı yukarı iter, ağlamanın sonu gülmekle biter, her şey zıttıyla muhkemdir. Bu durumda denge önemli.
Bedenin ürettiği bilinen 5 mutluluk hormonu var; serotonin, endorfin, dopamin, oksitosin, melatonin.
Belli bir döngüde bu hormonlar düzenli salındığı zaman insan keyifli, neşeli, huzurlu, tatmin olmuş enerjiler, hisler, duygular üretir.
Bunların en yoğunu oksitosin, mesela doğum anında üretilen derin hazzın, mutluluğun, doygunluğun hormonu çünkü yaratım var. Aslında oksitosin insanın üretim yaptığı, bir şeyi var ettiği, eser ürettiği anların derin hormonu. Yine dünyada güzellikleri görmek, onlara vesile olmak, sevmek, dokunmak, aşk, sevgi, iyi gelen gıdaları yemek, yürümek, güneşlenmek, bazen sessiz oturmak, yani aslında herkesin yapabileceği şeyleri görmeyi prensip haline getirmek ve bakış açısını değiştirmek, bedenin dünyaya tutunması için gün içine sevdiğimiz şeyleri koymamız gerekiyor.
Diğer sistem insanın olumsuzluk üretmesini istiyor, enerjiyi düşürüyor, haset fesat vesvese kötülük üretilmesinden besleniyor. Bazıları ona nefsani sistem de diyor, yani demonik sistem.
Dünyadaki sağlam ruhsal bilgiler hep insanın daha iyi olmasını istiyor ve mesela diyor ki “Olanın içindeki iyiyi gör, her olanda bir hayır var, yingin içinde yang var” vs uzar gider, yani tanrısal sistem olandaki iyiyi gör ve mutlu ol diyor.
Mutluluk hep coşkun bir hal değil, bazen öyledir ama normalde döngünün hormonlarının alttan hafif bir akımı olur, kendini iyi hissedersin, işte o önemlidir.
Netice; herkes istediği gibi yaşayabilir, her şey emeğimize bağlı, tabi ki gün içinde sıkıntılar olsa da iyilik katan tohumlar da var, o tohumların büyümesine izin verin.
Mutlu olun mutlu edin, alın verin ama dengeyi de bilin 🙂
Bana çok şey kattı bu paylaşım… Çok teşekkür ederim…
BeğenLiked by 1 kişi
Çok sevindim🙏💕
BeğenBeğen
Elmas nasıl yontulmadan mükemmelleştirlemiyorsa insanlarda acı çekmeden olgunlaşamazlar , galiba yaşadığımız hayatın içinde acılarda mutluluklarda , yani zıtlıklar hep olmalı ki , bazı değerlerin farkına varabilelim
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Sema hanım🙏💕
BeğenBeğen