Herkes her zaman bir şeyler diyor ama kimse kimsenin ne yaşadığını bilmiyor. Eğer herkesin dediklerini dinler veya etkilenirsen, sen olarak yaşayamazsın, onlar olursun, onların düşüncelerini yaşarsın.

Eksik ve gedikli de olsa, yaşadığın olaylarda, aklın ve kalbinle kalsan, sen ne yaparsın, nasıl yaşarsın ve yaşadığından acaba neler öğrenirsin?

Yakın veya uzak herkes ama herkes, senin hayatın hakkında bir yorum yapar, yönlendirmek ister. Bu insanoğlunun yapısında var. Bir anda göklere çıkarıp, bir sonraki anda yerin dibine bırakırlar.

İşte o yüzden, insanların ne dediğine çok takılma, hatta yapabiliyorsan hiç takılma. Sen ne istiyorsun, nasıl yaşamak istiyorsun, onun hayalini kur, oluşturmak için emek ver, yapabildiklerinden memnun ol, yapamadıklarını sorun etme ve yoluna devam et.

İnsanlara çok şey anlatma çünkü onlar çoğu zaman hayallerini yıkarlar, hatta hayal kurmana bile engel olur, seni duyarsızlaştırırlar.

Ve bazen güzel insanlar vardır, hayallerini işte sadece onlara anlatabilirsin. Onları ortalarda pek göremezsin, bazen denk düşersin. Kalbin onları bilir, gözlerin tanır. Kısaca şöyledirler:

1-Sen sormadan söylemezler,

2-Kişisel şeylere çok takılmazlar, soyutlama yaparlar.

3-Sendeki iyi şeylere dikkatini çekerler.

5-Ve gözleri yalansız bakar.

Bir de şu var; aslında her insanın içinde ‘yalansız bir yer var’ ama bunu bulman için onun güzelliklerine yoğunlaşıp, emek harcamalısın, o zaman güzel olmalarının oluru var. Ama herkes bunun için vakit harcamana değer mi? Bunu sen bilirsin çünkü harcayacağın zaman, sana verilen hayattır.

İnsanlara çok takılma çünkü insanlar acımasızlar, acı içinde olan insanlar seni de kendi çamurlarına çekerler.

Netice; kendi bedeninde başkalarının hayallerini yaşama, bir kez varsan şu bedende ki muhtemelen öyle, kendi hayallerinden oluşan hayatı yaşa.

Ve çok güzel yaşa. 🙂