Dün gece erken uyumuşum, ya da doğrusu şöyle, oturduğum yerde, omuzumda şal uyuyup kalmışım (yaşlandım mı ne)..
Derken uyandığımda gelen rüya şu (rüya desem de yalan, baya içinde yaşıyordum olanların); ben sanırım Japonya’dayım, orada yaşamıyorum, bir nedenle gitmişim. Dağ bayır dolanıyorum, güzel yeşil bir dağ ve toprak yol, ben keyifli ve tek dolanıyorum. Arada da öbek öbek insanlar var.
Bir tepeye çıkıyorum önce, kenarda yeşilliklerin olduğu dağ yolunda dolanırken, birden bembeyaz çok güzel bir kar başlıyor. Evet aynen böyle, rüya bu ne yapayım, dur mu diyeyim olana, sanki gerçek sandığımda olana dur diyebiliyorum da..
Neyse yeşil dağ, toprak yol bembeyaz kar, çok güzel yani, hatta yamaç da durup resim çektirenler var. Bende durup keyifle poz veriyorum (bu arada yazlık kıyafetlerleyim ve hava iyi, kar eğlencesine yağıyor sanki).
Yine neyse, iniyorum bir yamaçtan aşağı, azıcık dik bir iniş yolu, biraz iniyorum. İnerken durduğum kuytulukta dinlenirken, o karda bir sürü uğur böceği görmeyeyim mi.. göreyim tabii..
Uğur böceği derken şöyle, bizim bildiklerimizden değil, büyükler, hani avuç içim kadar varlar, ben şaşkın tabi. Nasıl o kadar büyük olurlar, onları durup incelerken biri, uğur böceklerinden biri, zihinsel olarak dedi ki ‘bir dilek tut’ .. (yaa gerçek böyle, gülmeyin lütfen)..
Hem yaz hem kar var, uğur böceği konuşuyor ve tek çıktığım bir tepeden, tek inmeye çalışıyorum. Ne yapayım rüya böyle, neyse, ben şaşkın durup önce, sonra doğum günü çocuğu gibi ellerimi birleştirip dileğimi tutuyorum ( ne dilediysem artık, belki hatırlarım da boş verin, neydi diye zorlamayacağım. Neticede bir dileğim vardı o rüyanın içinde)
Neyse, dileğim tamam deyip, gitmeye karar vermişken, bana dile diyen uğur böceği, benden önce yola çıkmasın mı? Çıksın tabi, yani uçtu ve bana bakıp sanki gülümsedi ‘dileğin oldu haberin olsun’ diye (yine zihinsel olarak) dileğim neyse, hayırlısı. Bu arada uğur böceklerinin rengini söylemedim değil mi, turuncu karışmış, yoğun altın sarısı bir renk, çok güzeller yani..
Sonrası mı şöyle, uğur böceğinin arkasından şaşkın ağzım açık bakarken, ağzım gerçekte de açık bir şekilde uyanan ben..
Ruhum Japonya’da bir dağda gezdi, bu güzel de, koltuk üzerinde oturur şekilde uyuyup kalan bedenim, bu uyuyuşumdan hiç memnun değildi. Bedenim resmen tutulmuştu. O, o kadar uzakta bir dağda gezsin, ben onu bir koltukta bırakmış olayım olacak iş mi yahuu..
Netice bunun acısını tutuk ve nazlı hareketlerle tüm gün benden çıkardı. Siz siz olun, rüyada uzaklaşacaksanız, en azından yatakta olun.. Ve zihniniz, ruhunuz arada uçsa da, bu dünyada, beden ne derse o, unutmayın.. Nazları çekilecek mutlaka..
Güzel ve ilginç bir rüya. İstem dışı astral seyahate benzettim açıkçası. Yeşil, beyaz, kırmızı tonlar bence ruhunuzun gençliğine işaret ediyor ☺
BeğenLiked by 2 people
Teşekkür ederim yorumunuza, bedenler eskisi gibi olmasa da, ruhumun genç olduğunu düşünmek hoş geldi:))
BeğenBeğen
Dün gece hayatımın en kötü gecesiydi benim için de bütün gece karşımda bonus kafalı ama saçları simsiyah olan yeşil gözlü bir cüce bütün gece beni seyretti rüya mıydı aslında uyanıktımda hava aydınlanınca uyandım
BeğenLiked by 1 kişi
Çok ilginç bir rüya:)) Mutlaka bir hayrı vardır bunun da..Uyanık olma hissin, üzerinde düşünülmesi gereken kısım sanki, vardır fark edilecek bir hayrı:))
BeğenLiked by 1 kişi
Garip ti çok garip
BeğenLiked by 1 kişi
Neydi o bonus kafa, bir zarar veremeyeceğine göre, bir şey demek istemiştir mutlaka.. Çünkü yaratılışın şöyle bir kuralı var, ‘Cevher farkı olan hiçbir şey, diğerine bir şey yapamaz, o izin vermedikçe’. Diğer şeylerin cevheri( yapısı, yaratılışı) bizimkinden farklı, o yüzden rahat olun, hiçbir şey olmaz, biz istemedikçe:))
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Çok güzel ifade etmişsiniz. Çok beğendim.
BeğenLiked by 1 kişi
Sağolun:))
BeğenBeğen