shakespeare

Dün akşam uzun zamandır hep ertelediğim bir işi yaptım, iyi ki yapmışım, bu vesileyle Günay Ercoşkun Yalçın hocamı görmüş oldum. Onun o huzur veren konuşma tarzını, naif tavrını özlemişim valla ( bu valla da benim tarz)..
ARAD ın her hafta salı akşamları, Kızılay’da, ruhsal konularla ilgili herkesin katılabileceği ücretsiz konferansları oluyor. Biliyorsunuz içime hoş gelen şeyleri paylaşmayı seviyorum. Bu toplantıdan bende kalanları da paylaşayım istedim.
Ve herkese , her hafta salı akşamları olan bu toplantılardan, ilginizi çekebilecek olanları kaçırmamanızı tavsiye ederim .
Ben konu seçerek gitmedim dün aslında ve şansıma dünkü konu ‘Shakespeare ve ruhsallık’ çıktı. Pek çok konuda çok bilmiş olan ben ‘Ne alaka dedim önce’ ve sonra ‘iyi ki alaka olmuş’ dedim .
Anlatıcı Esra Selah, tiradlar Metehan Kuru.. İkisine de teşekkürler bu arada
Hayatı hakkında ön bilgiler ve tiratlarından örnekleri keyifle dinledim. O tiradlar çok içime işledi, Shakespeare’i bilmemek eksiklikmiş belli ki. Esra Selah hanım ‘Shakespeare çok iyi ticaret adamıymış ve bu işten çok para kazanmış, yazarlığıyla pek ilgisiz bu konu’ dedi. Benimde aklıma ‘Bilge Kaskana’ geldi, çok alaka dedim içimden tabiî ki . Çok teşekkür ediyorum Esra Selah hanıma, sayesinde yeni hikayeler kattım kendime..
Birde tiratların sonunda Günay hocanın yorumu çok hoşuma gitti, aklımda kaldığı kadarıyla paylaşayım onu da ‘Shakespeare’in eserleri , aşırı duygu ve tutkuların yıkıcılığını; akıl vicdanla, tutkular dengelenmezse neler olabileceğini gösteriyor.’

Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisi ile Hamlet denince bildiğimiz bu meşhur tiradı paylaşarak bitireyim bu sohbeti.

Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden,
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.

Bu arada beni bu kısımda en etkileyen bölüm bu oldu..
“Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.”

One thought on “shakespeare

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s