Her şey bir şey öğretir insana, tabi öğrenmek istersen (o an istemesen de başka zaman öğretir, yani hayat illa ki öğretir insana ya, neyse).. Bu ara yaşadıklarımın zorlandığım kısımlarından öğrendiklerim şöyle;
-Olana kabulüm, her ne kadar yaşarken acı çektiğim anlar olsa da, arttı.. mecbur yanii..
-Yaşamda benim müdahale edebileceğim olaylar var.. Bir de yönlendiremeyeceğim olaylar var. İkincisinde, yapacaklarımı yaptıktan sonra, olanın gelişimini izlemek ve ne yapacağına ona göre karar vermek uygun olanı.. anladım sanki
– Olan istediğin gibi olmayınca, sabır etmek ne, çıldırmadan beklemek, sabrın genişlemesi ne.. biraz daha anladım
-Olana kabulde, içim çokça dirense de, kendimi irade ile denetleme..
-Her şeye rağmen, duygusal açıdan düştüğüm anlarda, yeniden toparlanma arzusunu içimde bulma “düşmez kalkmaz bir Allah” ne demek anla yani..
-Karıştığım anlar olsa da, “huzur”da olmanın tadı ve bu tadı ruhumdan hep isteme ve bedenimde tutma isteği..
-Ve olduğu kadar aklı ve gönlü beraber kullanma iradesi..
Bunlar yaşarken öğrendiklerim olduğu için çok kıymetli bana.. Yoksa laf da bunların hepsini hepimiz söyleriz insana.. Acıyla beraber öğrendiğim için bana önemli.. Acının nedeni, bilgiyi anlamaya ve öğrenmeye, uygulamaya gösterdiğim direnç muhtemelen.. Yoksa acı belkide gerekli değildir (bu konuda benim tecrübemde, acısız öğrenme bilgisi olmadığı için bilmiyorum yanii)..
İşte böyle.. Ve aslında bu öğrendim dediklerimde, asıl “sabrın, kabulün, huzurun, akıl-gönül birlikteliğinin sadece “gölgesi” bunu hissediyorum hanii.. Bende hal böyle.. Neticede “İyiyim” yanii..
“huzur”da olmanın tadı ve bu tadı ruhumdan hep isteme ve bedenimde tutma isteği..” Başka nasıl tariflebilir ki….
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim..
BeğenBeğen