Sadece yavaşlayınca görebilirsin..

Bu aralar, yavaşlarsam tekrar harekete geçemem gibi hissedip hızlı hareket ediyorum. Durunca tekrar harekete geçemem duygusunun neden olduğunu düşününce, bunun bir korku olduğunu fark ettim. Bu bir korku.
Oysa düşünsene aslında durmak, yeni hareketin başlangıcıdır, durursam yeni hareket için ivme kazanır ve harekete geçebilirim.
Harekete geçmek için önce durmak, durmak için hareket gerekli. O yüzden yavaşlayabilirim veya durabilirim, bunda sıkıntı yok, böylece yeniden ivme kazanabilirim.
Ve bazen bilerek yavaşla çünkü sadece yavaşlayınca görebilirsin.

görmediğini yok saymak

Görmediğini yok saymak, insanoğlunun özelliği.. Oysa fiziksel gözün görebildikleri ne ki, sadece koni ve çubuk hücreleri neyi görebilir ki.. Ve biz bunu düşünmeyiz, her gördüğümüzün, tam gördüğümüz gibi olduğuna inanırız bir de. Görmeden inandığımızı sandığımız şeyler de şüpheli, inandığımızı söylesek de, biraz sorgulayınca oradan da çıkamayız ya, neyse..

Oysa kapalı bir havada uçarken, uçak bulut tabakasını geçince, güneş tam oradadır. Biz yerdeyken, buluttan görmedik diye, güneş yok mu? Var işte.. Bizim hava koşulu uygun değil diye, fiziksel göz görmedi diye, güneş hiç yok olur mu? Olmaz tabi..

Sevgi içinde bu geçerli “Uzaklık deyip dert ettiğin nedir ki sevgili? Biz yaradanı görmeden sevmedik mi?” Bu kadar işte.. Kalpler, fiziksel göz görmeden de sevebilir, görmeden “Varlığını” bilir çünkü.. gönüller birbirini hissedebilir. Yan yanayken bile, fiziksel gözle beraber görmeli gönül gözü.. Böyle işte..

uzaklık