Uygur tıbbında her organı temsil eden bir duygu vardır. Dünyanın dualite gerçeği gibi duygular da iki yönlüdür, organ sağlıklı fonksiyonlarındaysa duygusu keyifli, organ sıkıntılıysa duygusu da sıkıntılı tarafa kayar.
Mesela karaciğerin duygusu öfkedir, organ sağlıklıysa bu duygu dengelidir, sükunetle birlikte yerindedir.
Dalak aşırı düşüncenin yeridir, abartılmazsa iyidir ama aşırılaşırsa obsesyona, takıntıya varır.
Akciğerin duygusu kederdir, sağlıklı bir hüzünden derin kedere kadar gidebilir.
Böbrekler sağlıklıysa kişi cesurdur, hayata sağlam tutunur ama dengesiz böbrek enerjisi korkulara, ilerlerse deliliğe kadar gidebilir.
Kalp sevincin yeridir, organ enerjisi bozulursa mutsuz, keyifsiz, nefret dolu insanlar artar.
Her organın baskın duygusu, hali, tavrı olsa da, onların bütününden oluşan insanın kendisi vardır ve hepsini anlayıp, tanıyıp, yönetecek olan insandır. Çözüm kendinden geçer.
Olumsuz diye tanımlanan duyguları bastırmadan, neden olduğunu anlamak, hayata tutunmak için gayret etmek, gün içinde iyi gelen işlerle ilgilenmek, kendini odak haline getirmemek, varlığını takıntı haline getirmemek ve duygulardan geçip teknik olarak yaşamayı öğrenmek.
Milyonlarca hücreden, organdan, sistemlerden oluşan insan kendini tanıma yolunda bir aşamada şunu fark eder; o nasıl biridir, hayata, kendine bakışı nasıldır? Neşeye mi dramatik olmaya mı yatkındır, baskın ruh hali nedir? Önce bunu görmesi gerekir.
Baskın olan halde bir sıkıntı yoksa sorun yoktur ama rahatsızlık, huzursuzluk veriyorsa, bedensel, ruhsal hastalıklar varsa orada sorun vardır.
Ve bedende bir sorun varsa ya da hayatta sıkıntı varsa, çözüm için her zaman dışsal destekler alınır ama mucizevi dış dokunuşlar beklememek gerekir. Her zaman yolu değiştirip yeni yola çıkacak olan kendinsindir.
Var olan sorunun çözümü için iradi olarak davranış değişiklikleri yapmak, gerekirse hayat tarzında radikal değişiklikler yapmak gerekir. Ve bir günde değil, her günde yeniden çalışarak değişiklik yapılabilir. İradi olarak ruh halini değiştirmek, hastalığın nedenlerinin tersini yapmak ve kararlı olmak önemlidir.
Netice baskın ruh halinin dramdan, kederden, öfkeden, korkudan çıkması, neşeye geçmesi önemlidir. Yolu ise herkeste farklı olan güne güzellik katan şeyleri hayata dahil etmek, sadece ben değil başka benler olduğunu görmek, onların hayatına da iyilikler katmak, bencil olmamak, başkaları için de bir şeyler yapıp onun güzelliklerini kendine katmaktır.
Ne kadar yaşarsak yaşayalım, ömür her şeyi tecrübe edecek kadar uzun değil, yaşanan ömrü ne kadar güzelleştirirseniz ruhunuza ve bedeninize katkı budur.
Sağlık ve mutlulukla.
Fotoğraf: Alper Tunga (Şili meydanı-Ankara)
Besleyici bir yazı olmuş..
BeğenLiked by 1 kişi
Ne mutlu, teşekkür ederim Kadir bey.
BeğenBeğen
Keyif veren dolu dolu bir yazı daha. Teşekkürler.
BeğenLiked by 1 kişi
Sağolun Süleyman bey.
BeğenLiked by 1 kişi