Yol boyunca göğüs kafesindeki o neşeli kuşu susturmaya çalıştı. Eve vardığında düşünceliydi, elini yıkayıp avluya masayı kurdu. Gece çocukları uyuttuktan sonra kocasına yarın belediyenin boyama atölyesine gideceğini söyledi.
Halil: “Temizliğe mi çağırdılar, niye ki? Oranın çalışanı vardır.”
Emine: “Oranın müdürü Dudu hanımın talebesiymiş, kumaş boyama işi için birini arıyorlarmış.”
Halil: “Para verecekler mi?”
Emine: “Sanatı öğrendikten sonra yaptığım iş başına verirlermiş.”
Halil: “Olmaz, para peşin olmalı. Hem koca belediyenin gireni çıkanı belli olmaz, gidemezsin.”
* * *
Gece boyunca Dudu hanımı düşündü, “Keşkelerle hayat düzelmez, bir yerlerden başlamazsan iyilik olmaz” demişti ama cesareti yoktu. Geçen sene istemedikleri komşuya gittiğinde neler yapmışlardı? Gece boyunca içinde iki ses çınladı durdu, biri “Cesur ol”, diğeri “Kes sesini” diyordu. Sabah düşüncelerin ağırlığı içinde uyandı, o gün temizliğe gitmiyordu. Çocuklarını kaldırıp, masayı hazırladı.
Öğlen ne deyip gidecekti, Halil “Yok” demişti, diğerlerinin haberi bile yoktu. Masayı toplayıp, bulaşıkları yıkarken düşünceliydi. İşleri toparladıktan sonra bebeğini kucağına alıp, kaynanasının yanına oturdu. Konuyu ona söyledi.
Kaynanası: “Nerden çıktı bu, beyin ne dedi?”
Emine: “Gitme dedi ama ana izin ver bir gidip konuşayım.”
Kadın: “Ne konuşacaksın, Halil yok demiş, otur oturduğun yerde, başıma iş çıkarma.”
Emine yalvardı ama nafileydi, çocuğu kucağında içeriye geçti. Halil kahveye gitmek için hazırlanıyordu.
Emine: “Halil oraya bir gideyim, Dudu hanım iyi bir şey olmasa demezdi.”
Halil: “Gitmeyeceksin, uzatma. O kadının dediği de sana kanun sanki, gitmeyeceksin.”
Emine, başını ilk defa dik tuttu: “Ne olur gideyim Halil” diye yalvardı.
Halil elini vuracakmış gibi kaldırdı, sonra hızla avludan çıkıp kapıyı sertçe vurdu. Kucağında bebeğiyle kalan Emine’nin gözleri doluydu. Halil “Gitme” demişti.
Büyük kızı içeri girdiğinde uyuyan bebeğini beşiğine koydu, gözlerinden yaşlar akıyordu. Kızı elini tutup: “Anne birlikte gidelim” dedi. Emine onun elinin verdiği güçle çantasını alıp, avluya çıktı. Kaynanasının bağıran sesi kulağında çınlasa da yürümeye devam etti. Kaynanası “Kapıdan çıkarsan geri gelme” demişti.
Geceden çantasına koyduğu gökkuşağı renkli fuları boynuna dolayıp, kızının elini sıkıca tuttu. Güzel hayalleri vardı, boyamayı öğrenecek, çocukları beyiyle ayrı bir hayat kuracaktı: “Gönlümdeki kokulu çiçeklerin hepsi şekle bürünecek. Halil iyi adam, hem kötü bir şey yapmıyorum ki” dedi.
O gün avludan çıkışı, onun için yeni bir dünyanın başlangıcıydı. Atölyede üç saat boyunca ara ara içine gelen sıkıntıya rağmen, önündeki kumaşı boyadı, mutluydu. Akşama doğru içindeki sıkıntı büyüdü, yolda eli kızının elindeydi. Dış avlunun kapısını çaldı ama açan olmadı. İlerleyen saatlerde açılan kapıdan kızını içeri çekip, ona “Defol” dediler. Emine tüm gece kapının önünde yalvardı. Sabahın ayazında uyuşmuş bedenini doğrulturken kalbinde bilmediği bir güç vardı, korkmayacaktı. Boynundaki gökkuşağı desenli fularını düzeltip, gönlündeki çiçekleri boyamak için, kırık dökük kaldırımlarda hafif adımlarla yürümeye başladı. Ayak sesleri taş zeminde yankılanırken “İyi şeyler olacak” dedi.
SON
(Kısa öykü- deneme)
Aydek S Özdemir
Böyle hoş blog’ları seviyorum 🙂
Kitapsız olmaz!
Ben de beklerim blog’uma, sevgiler… 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim 🙂 Bakıyorum şimdi, elinize sağlık.
BeğenBeğen
🙂 Çok güzel eline sağlık!
BeğenLiked by 1 kişi
çok etkilendim. teşekkürler. sevgiler 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Çok sağol sevgili Mutlu. Hikaye yazma denemesi yapmak istedim işte, ne çıktıysa 🙂
Beğenmene sevindim.
BeğenLiked by 1 kişi
Daha çok yap. Fantastik bir hikaye deneyebilirsin bence 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Tam bana göre olur 🙂 nasip diyelim. Çok sağol, sevgiler.
BeğenLiked by 1 kişi
https://kizilkaranfil.wordpress.com/2019/03/28/sunshine-blogger-odulu-adayi-2019-sunshine-blogger-award-nominee-2019/ 🙂 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim, mutlu ettin beni 🙂 sevgiler ❤
BeğenLiked by 1 kişi
Asıl ben teşekkür ederim saygılar. 💐❤️🤗
BeğenLiked by 1 kişi