Bazen bazı fotoğraflar görüyorum, inanılmaz güzel geliyor renkler, şekiller ve birden gülüyorum çünkü artık biliyorum onlar yansıma, yansımanın aslı tarifsiz güzel, hayranlık uyandıran, kalbi sıcacık tutan, gözleri dolduran. Hiçbir şey onun gibi değil, hiçbir şey tecelliyatın kendisi kadar güzel değil, zaten onu en iyi yansıtanlar en özgün ve kalıcı olacak olanlar, resim, cümle, kumaş, eşya, insan fark etmez, onun ışığını yansıtan insanın kalbine işleyen işler. Hayranım onun sanatına, biliyorum ki hiçbir resim onun sanatı gibi güzel değil. Sonra durup düşünüyorum da; tecelliyatı böyle güzel olanın kendi nasıldır? O an donuş anı zaten. Parçalara bu güzelliği yansıtan, bir olan, tarifsiz, tanımsız olan. Ve biz insanoğlu bir şekilde, zihin kapasitemiz ölçüsünde ondan yansıyanları tanımlayıp yansıtmak zorundayız, başka türlü olmuyor, anlamamızın, bilmemizin tek yolu alanı çerçeveleyip, tanımlamak. Ve tecelliyatından da güzel olan tecelli edenin kendisi, parçaların bütün hali, bir olan. İşte o şu an insan zihnine tanımsız olan.
Not: Bu fotoğraf benden 🙂