“Kızgınlık gürültülüdür, kırgınlık sessiz”- Sözün kimin olduğundan emin olamadım 🙂
Düşündüm de çok doğru. Ama devamı olmalı.
Kızgınlık- kırgınlık, ikisi de aynı duygunun iç- dış hali. Kızgınlık o duygunun dışa dönük- aktif hali. Kırgınlık, duygunun içe dönük- pasif hali.
İkisi de aynı duygu. Öfke. Onu dışarı yansıtsan ne, içeri yansıtsan ne, ikisi de sıkıntılı.
Öfke, tahrip edici bir duygu. Ve iç- dış, zamanla hepsi birbirine yansıyacağı için, her koşulda zarardasın. Öfkede zarardasın. Kızgınlık- kırgınlıkda zarardasın.
Çözüm…? Çok şey söylenebilir ama kısası: Bir konuda bir beklentin vardı. Dünyanın merkezine kendini koyduğun için, beklentin karşılanmadı ve öfkelendin. Dışa dönüksen kızgınlık, içe dönüksen kırgınlık olarak bu yansıdı.
Beklenti..? Yani alanı kontrol etme isteği. Bir şey yaptın, bir şey yapılmasını bekledin. Şart mı senin istediğin gibi olması? Kontrolcülük.
Herkesi ve her şeyi kontrol edeceğini sanma yanılgısı. Kendini büyük akıldan büyük hissetme kibri.
Kontrolcülük…? Korku, güvensizlik. Senin dışında olandan korku, güvensizlik.
Daha çok denir de, kısası böyle.
