Selma- 1

Selma çok gergindi, etrafındakileri kırmak istemiyordu ama kendi kendine kırgındı. Sonbaharın bu ışıltılı güneşli gününde evde, karışık bir kalabalık içinde, sıkışmış hissediyordu. Sanki zihninin rahat salınımda olması için gereken mekan, hava, atmosfer olmadığı için ruhu nefes alamıyordu. Saatlerce evin içinde birileriyle ilgilendi, temas etti, aldı, verdi ama ruhu nefes alamıyordu. Sonra birden durdu, bir şeyi fark etmişti. Şu an içinde bulunduğu duygu durumunu çok iyi tanıyordu, bu his, duygu hayatının ilk kırk yılını doldurmuştu, çok tanıdıktı. Sıkışmış hissetmek, alansız yaşamak, hacimsiz olmak. Hatta yıllarca, ruhunun alansızlık hissini kapatmak için bedeninin dünyada kapladığı alanı genişletmişti. Aldığı kilolar, duygularıyla bağlantılıydı ve ne zaman ki bir şeylerin yaşamında ters gittiğini fark edince duraklamıştı. Onun sayesinde yavaşlamıştı. O olmasaydı belki hala o umutsuz daralmışlık içinde yaşıyor olacaktı.

Ve şimdi bu hafta evde gelişen yeni durumlar, birden alışık olduğu o eski döngüye doğru onu çeker gibi oldu.

Selma bunu fark edince sakinleşti, bu belki bir test edilmeydi. Gerçekten bir şeyleri öğrendiyse, toparlanıp, her şeye rağmen ruhuna alan açmalıydı, yoksa yine o negatif hislere dönebilirdi.

Akşam ortalık sakinleşip, koltuğuna oturunca, önce zoraki, sonra içten gülümsedi. Her insan gibi o da önce kendine iyi olacaktı, alan açacaktı, sevecekti. Zaman zaman eski sıkışık döngüler denese de, duymadan, bakmadan, ona kapılmadan, iyi hissedeceği alanı koruyacaktı. O zaman ruhu rahat nefes alabilirdi, bu temel prensibiydi.

İnsan iyi olmadan kimseye gerçekten iyi olamazdı, bunu artık biliyordu. O yüzden bazen düşse de kalkmayı bilecekti.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s